31 Ekim 2009 Cumartesi

Futbol Nostalji

Doğum günüm hafta sonuna denk gelince soluğu İzmit’te ailemin yanında aldım. Rakı ve balık kaçınılmazdı. Daha sonra ortaya fotoğraflar çıktı. Sohbet esnasında babam belki birçok kez anlattığı bir anısını anlattı. Hasan Akçaylı isimli arkadaşı Ödemiş Gençlik’ten Altay’a transfer olmuş bir kaleciydi. Mustafa Denizli ile birlikte oynamıştı. İnternet sağolsun şu anda Denizlispor Gençlik Geliştirme Merkezinde kaleci antrenörleri sorumlusu olduğunu öğrendik.

Bu esnada Hasan Ağabeyin birçok teknik direktörle çalıştığını da gördük. Bunlardan birisi de bir dönem Polonya’ın Pogon takımını yönetmiş Ömer Kaner. Zamanında Pogon’un aldığı başarılı sonuçlar, başında bir Türk antrenör olmasından ötürü basına yansımıştı. Pogon kalecisi Radoslaw Majdan ise blogun diğer yazarı Pascal’ın beğenisini kazanmıştı. Karşıyaka doğumlu ancak Göztepe’ye sempati duyan Pascal’ın hislerini paylaşan yönetim Majdan’ı transfer etti. Daha sonra Göztepe soyunma odasına maçtan önce haciz memurlarını geldiği maçta Majdan 5 gol yemiş ve Göztepe Fenerbahçe’ye 5–0 kaybetmişti. Umarım yanılmıyorumdur Sevgili Pascal…

Bu arada Kurban Bayramı, Denizli’ye gidip bir hemşehriyle röportaj yapmak için güzel bir zaman olabilir..Bilgine…

1 yorum:

Pascal dedi ki...

Evet, Majdan bence çok yetenekli bir kaleciydi. İlginç saç yapısı ve dikkat çeken bir tipi de vardı. Bir futbolcu için Türkiye' de medyatik olmaya yeten bu özelliklerinin yanında gerçekten de iyi kaleciydi.

Göztepe - Çaykur Rizespor 1.lig maçı(Şu anki adıyla Süper Lig), İzmir Alsancak Stadı, yıl 2002 olmalı, ; Göz Göz, Rize 'ye sahayı dar etmiş, sol kanattan Mehmet Önür' le, sol kanattan Göksel Akıncı' yla yara yara akın ediyor. Yakaladığı pozisyonlardan birini de gole çevirirken kapalı tribünde bizlere 10' dan geriye sayıp "Göz Göz Göztepe" diye haykırmak kalıyordu. Bizim bile içimizden geçen artık devre olsun ki biz de dinlenelimdi. Ha, bu arada Göztepe' nin UEFA şansı da var ligde. Rize ise kümede kalmaya oynuyor. Devre arasında tribünün yüzleri gülüyor. İnce ince Karşıyaka' nın kulakları çınlatılıyordu. Düdük çaldı ve ikinci yarı başladı. Biz aynı coşku ve performansı sergilemekte fazla zorlanmadık. Ancak gerçekten zorlanan bir takım vardı sahada. Sanki 11 kişilik kadroyu, 11 tane koyunla değiştirmişsin gibi. Çaykur Rize başlarda bir gol buldu. Dakika 60-65 civarı da 2-1 öne geçti. İşte tam bu golden sonra, Göz Göz' üğn şuuru açıldı tekrardan derken (ki bu tavır maçın satılmış olduğunu bu kadar da belli etmeyelim tavrıydı bence), tribünler beraberlik golüne bile razıyken, Emmenuel Tetteh ceza yayının önünde topla buluştu kaleye baktı ve yumuşak sayılabilecek bir şut çıkardı. Mesafe yaklaşık 25 metre falan, o beğendiğim Radoslaw Majdan, bu topu Higuita' dan daha sansasyonel çıkarabilecek potansiyele sahip Majdan, bu pozisyonda ters köşeye yatıp oyunu 3-1 e getirmişti. Rizespor kazanıyor, Göz Göz üzgün görünmeye çalışıyordu. Ama hiç kimse bizlerin halini sormamıştı. Zevk bu değildi, futbol bu olmamalıydı. İşte o günden sonra da tek sempati, hatta tek varlığım Beşiktaş kaldı.