24 Aralık 2009 Perşembe

2009 yılında, ülkemizde iz bırakanlar…

2009 yılı, öyle böyle en sonunda bitiyor. Elimizden geldiğince yılın her yerine futbolu da sokmaya çalıştık. Çok ilginç görüntüler, haberler, olaylar yakaladık ya da yakalayanladan duyup, takip ettik. Şimdi geçen bir yılın ardından, aklımda yer etmiş, şahsen benim için, iz bırakan olayları kısaca anlatatım. Tabi herkes için farklı izler, farklı enstantaneler vardır, lütfen onları da bizlerle paylaşın ki, eksik gedik bir şey kalmasın…

Öncelikle Türk futbolu için konuşalım; geriye dönüp baktığımda, benim aklıma gelen ilk olay Beşiktaşın sezonu çift kupayla kapatmış olmasıdır. Mustafa Denizli yönetimindeki Beşiktaş, rakiplerinin de yardımıyla şampiyon olurken, Fortis Türkiye Kupası finalinde Fenerbahçe yi yenerek son Fortis Türkiye Kupasını da müzesine götürmüştür.


Fatih Terim yönetimindeki Türk Milli takımı Euro 2008 deki başarısının ardından gözünü diktiği, 2010 Dünya Kupasına katılmayı başaramadı. İspanya ve Bosna Hersek in ardından 3. sırada yer alan millilerimizde bu sonuçlardan bunalan Fatih Terim istifa etti.

Beni en çok şaşırtan olaylardan birisi de Frank Rijkard ın Galatasaray ile anlaşıp, Galatasarayın başına teknik direktör olarak gelmesiydi. Tabi bunun yanında, bir sezon önce Avrupa da herkese kendinden bahsettiren bir Elano da tuzu biberi oldu. Tabi 100. yılını yaşıyor olan Ankaragücü nün Darius Vassell i transfer etmiş olması da en derin izlerden biriydi.



Bir diğer transfer de Aykut Kocaman ın Anakaraspor teknik direktörlüğünü bırakıp, Fenerbahçe de sportif direktör olmasıydı. Cristoph Daum u takımın başına getiren Fenerbahçe, Aykut Kocaman a böyle bir yetki verirken, sanırım artık “Fenerbahçe yakında sana emanet” mesajını da veriyordu.

Son günlerini yaşamakta olduğumuz yılın en çarpıcı olaylarından birisi de Ankaragücü ve Ankaraspor arasında yaşanan transfer usulsüzlüğüne bağlı tatsız olaylardı. Bunların faturası da ağır oldu. Ankaraspor ligden düşürülürken, 2009 yılını da boş geçip, önümüzdeki sezon Bank Asya 1. Lig den devam etmesine hükmedildi. Ankaragücünün bu işlerden fazla etkilenmemiş olması şaşırtıcıydı.

Ligimizde ilk yarı sonunda, sadece 5 takımın teknik direkitör değiştirmiş olması da şaşırtıcı bir durumdu. Önceki sezonlara göre bu oran biraz düşmüş gibiydi. İki teknik direktör birden eskiten tek takım Denizlispor oldu. Erhan Altın – Nurullah Sağlam dan sonra, Hakan Kutlu ile sezonu tamamladılar. Trabzonsporun Hugo Broos ile yollarını ayırıp, eski hocası Şenol Güneş i Seoul den geri getirmesi de yılın önemli olaylarındandı.

Yılın en ağır izlerini bırakanlar ise, futbol adamları değil, Türkiye de sanatçı olabilmiş iki insan Ercan Saatçi ve Metin Özülkü nün adını bile bilmediğim bir program esnasında yaşadıkları diyalogdur.
M.Ö. : “Biraz spora dönmek istiyorum, hatta Fenerbahçe ye dönmek istiyorum.”
E.S. : “Nası s…ik Galatasaray ı ama?”
M.Ö. : “Haa, a..na koyduk!”

Biraz da Anadolu takımlarının bıraktıkları izlerden bahsedelim.. 2009 yılının ilk aylarında müthiş bir çıkış yakalayan, Bülent Uygun lu Sivasspor, son aylarda da çıktığı vitesle inişe geçti. Yine son aylarda böyle bir çıkışa imza atan takım Kayserispor oldu. 18 hafta sonuna kadar, liglerin tek namağlup takımı olmayı başaran Akhisar Belediyespor u da unutmamak lazım.



Geçtiğimiz yılın iz bırakan transferlerine de bir değinelim. İlk sırada yukarıda da bahsettiğim gibi, Elano ve Keita nın Galatasaray a katkıları var. Kayserisporlu Makukula nın 13 golle gol krallığında 1. sırada olması ve sezon içinde kendi kalesine de 2 gol atmış olması enteresan. Mehmet Topuz un yüksek bir ücretle Fenerbahçe ye, Tabata nın ise rekor bir ücretle Beşiktaş a geldiğini de unutmamak lazım. Vassell den bahsetmiştik zaten. Ümit Karan, Burak Yılmaz, Mehmet Yılmaz, Volkan Yaman, Youla gibi transferleriyle de Eskişehirspor ön plana çıkan takımlardandı.




Yılın son günlerinde, Ankaragücünün Roger Lemerre i takımın başına getirip, Ümit Özatı da yardımcılığına getirmiş olması da ilginçti.

Mustafa Denizli nin Beşiktaşın başında, Şampiyonlar Ligindeki ilk puanlarını almış olması da 2009 a damga vururken, Old Trafford da Manchester United ı yenmesi büyük başarıydı.

Denizlispor başkanı Ali İpek in Bursaspor maçından sonra soyunma odasına girip, takımı ve başındaki Nurullah Sağlam ı sert bir dille eleştirip, Nurullah Hoca nın istifasıyla sonlanan olayları başlatması da aklıma gelen olaylardandı.

Görüldüğü gibi, 2009 yılının aslında en renkli takımı Ankaragücü olmuş. Neredeyse, her haberin altından çıkmayı başarmışlar. Vassell gibi bir futbolcunun otelden parası ödenmediği sebebiyle kovulmuş olması ve bunun yalanlanmış olması bile başlı başına bir olaydı. Aklıma gelenler, gözümün önünden geçenler şimdilik bunlar.. Artık sıra sizlerde, eksiklerimi tamamlamanız adına herkesden yardım bekliyorum. Avrupa ve Dünya futbolu için de hazırlıklarımız sürüyor. Aslında bir tek Barcelona bile yılı özetlemeye yetecek gibi görünüyor :)) 2010 yılının şimdiden Türk futbolu adına çok daha başarılı ve kaliteli geçmesi dileklerimle…

(Pascal ve Marat ortak yapımı)

Hiç yorum yok: