5 Nisan 2010 Pazartesi

Empati,Diyalektik ve Rijkaard


Ben yine izledim o lanet maçı ve yine kazanamadık! Şampiyonluk gitti nasılsa diyordum ama Şampiyonlar Ligi de gidecek. Sivasspor ikinci yarı baskıyı kurdu ve göstere göstere golü attı. Tebrikler.

Gelelim asıl meseleye.Herkesin dilinde Rijkaard. Galatasaray’ın en iyi transferi olduğunu iddia ediyorum ve edeceğim de. Anelka’yı Daum’a, Ortega’yı Lorant’a emanet edenlere duyurulur!!

Nedenlerimi de vereyim de kimsenin aklında soru işareti kalmasın.

Rijkaard’ın bir futbol filozofu olduğunu söylemiştim. o nedenle sanırım ayrı bir hoşuma gidiyor. Felsefi sayılacak terimleri seçmem biraz da ondan.

Öncelikle empati boyutuna açıklık getireyim. Efendim Türkiye’de futbol ne diye sorsak anket sonuçlarını şöyle yorumlayabiliriz; profesyonel futbol liglerinde görev yapan teknik adamların bilmediği spor dalı. Hatta 100 kişiye sorsak 200 tanesi bu cevabı verir. Yok yok yanlış söylemedim. Serde Matematik Mühendisliği var. Döner döner aynı şeyi söyler o 100 kişi,o yüzden 100 de 200. Böyle bir şey mümkün mü? Sokaktaki herkes bilecek ama görevi bu olan insanlar sürekli eleştirilecek ve futboldan anlamamakla eleştirilecek. Sonra Fatih Terim ders almam,ders veririm deyince eleştiriyoruz. Rijkaard’ın futbolu bilmemesi mümkün mü? Ajax da oynamış, Milan’da oynamış, Barcelona’da teknik direktörlük yapmış adamdan bahsediyoruz. Şunu söyleyeseler saygı duyacağım; “ Benim futbol anlayışımla Rijkaard’ın ki uyuşmuyor.” Ama herkes paparazzi olmuş. Futboldan anlamıyor deyip sansasyon yaratma peşindeler. Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli Teknik adamlardan biri, Fatih Terim’in Milan’dan sonraki dönemde oynattığı futbolu beğenmedim ben mesela taraftar olarak. Lucescu şampiyon yaptı, gönderildi kimse demedi ki ah,vah. Defansif futbol oynatıyor, hoşumuza gitmedi gönderdik dedi. Ha Rijkaard’ın oynattığı futbolu da sevmiyorsun, sonuçlar da başarısız tamam ama bu onun futbolu bilmediği , analiz yapamadığı, taktiksel hamleler yapamadığı anlamına gelmez. O analizleri yapıyordur emin ol ama yöntemi farklıdır. Bir gazetede Rijkaard’ın Budist olduğunu ve sonuçlar çözümlenemez, zamanla kaybolur anlayışını benimsediğini okudum mesela. Komik ya da hatalı ya da herneyse ama bir anlayış. Bunu sevmezsin ve eleştirirsin ama önce karşındaki adam yerine koy kendini, onun da bir ‘aklı’ olduğunu kabul et,saygı göster sonra eleştir. Rjkaard’ın Barcelona’sını hatırlıyor musun? Oradaki analizleri ile oyuna müdahele edişini hatırlıyor musun? Bu adam hep böyleydi. Eğer kabullenmeyeceksen baştan söyleseydin. Havaalanına gidip karşılamasaydın.

Gelelim diyalaktiğe, her şey zıddını içinde barınıdırır di mi? Mesela bugün Sivas maçındaki orta saha yaratıcılıktan uzak ,vasat ama mücadeleci (!) bir futbol oynayacaktı. Öyle de oldu. Şimdi yıldızları(!) çıkarsa hücumcular defansa yardım etmiyor diyorsun, bunları çıkarsa yine sallıyorsun. Elano oynasa ne işi var diyorsun oynamasa kenarda oturur mu diyorsun. Yani bu adam ne yapsa birşeyler açık kalacak. Bak yine başa dönüyoruz, empati! Tercih meselesi. Sen olsan Elano’yla Mehmet Topal’ı oynatırsın ki bu ikilinin nasıl oynadığını da gördük. Futbolcu dediğin de insan. Performası var, psikolojisi var. Ve sonuçta futbol futbolu bilenlerle oynanıyor ve maalesef ben Kewell, Neill,Baros ve biraz da Dos Santos’tan başka futbolu bilen adam göremiyorum bu takımda. Nerede duracağını, nereye koşu yapacağını, ne zaman risk alıp ne zaman almayacağını ölçebilen adamlar. Neyse diyalektikten uzaklaşmayalım. Sen bu adamı eleştireceksen zaten eleştireceksin. Eleştirecek bir şey bulabilirsin. Çünkü her zaman birşeyler eksik kalacak. Sen Barcelona’ya bile Xavi,İniesta, Messi olmasa birşey yapamaz diyorsun çünkü. Sentez’e bakmıyorsun. Ama bu 3 futbolcunun 2 si – İniesta,Messi- ne zaman bu kadroya girmiş, Xavi 18 in yaşından beri Barcelona’da oynuyordu da neden Rijkaard zamanında yıldız olmaya başladı düşündün mü? Düşün işte. Ama unutma hayatta tesadüfler önemli. Her şeyi bilemezsin, her şeye hükmedemezsin. Run Lola Run diye bir film var bak onu izle, sonra saniye farkıyla neler değişebilir bir anla, sonra tekrar konuş.

Sen Rijkaard’ı Sparta’ya yakışırıyorsun çünkü senin vizyonun da o takımla aynı.Bir de aslında Rijkaard’ın kendini geliştiremeyeceğini iddia ediyorsun. Eksiklerini görüp de kendini geliştirme olasılığını hiç hesaba katmıyorsun. Çünkü sen her şeyi biliyorsun. Hazırsın. Olmuşsun. Öğrenmeye kapalısın. Eğer Galatasaray bir şey olacaksa bırak Rijkaard’la olsun. Bu yolu birlikte yürüsünler.Bırak sadece Rikaard bişiler katmasın, Galatasaray’da Rijkaard’a katsın. Her şeyi Rijkaard’dan bekleme. Öyle değilsin biliyorum ama bir kerecik olsun derviş gibi davran, sabret.

Hiç yorum yok: