3 Nisan 2010 Cumartesi

We all live in a yellow submarine!


Aslında yazının adı total müzik olacaktı zira müzik dolu bir geceydi. Ama Ali Ece konser arasına bu şarkıyı sıkıştırınca, Liverpool sevgisinden olsa gerek başlığa bu adı verdim.

Gecenin başlangıcına dönersek; aslında her şey bir arkadaşın itüsözlük te dinar bandosu başlığına Peyote deki konser girisini okumamla başladı. Giriyi giren arkadaşla mesajlaşmaya başladık. Peyote zaten gittiğim bir yerdi. Arkadaş da Ali Ece yle internet sitesi hakkında konuşacağını söyleyince -zaten Total Futbol programında Dinar Bandosu’nun adını duymuştum ve dinlemek istiyordum- konsere gitmeye karar verdim.

İş çıkışı Akın’la buuluşup futbol ve internet üzerine güzel bir sohbetin ardından, konser saatini beklemeye koyulduk. Arada Anakaragücü-Beşiktaş maçına göz attık. Saatler geçmiş konser vakti gelip çatmıştı. Ali Ece ‘de -tabi ki maçı izleyip- Peyote’ye geldi. Arkadaşım zaten tanıyordu. Önceleri rahatsız etmemek adına biraz çekingen davrandım. Ama Pascal Nouma’nın gelmesiyle bu hissi bir kenara attım. Yukarıda gördüğünüz tek kare fotoğraf için izin istedim. Aslında Fırat İşbecer de oradaydı ve onun da fotoğrafta olmasını istedim ancak kadraj küçük olunca kendisi çıkmamayı tercih etti. (ve o tek karede ben berbat çıkmışım!)

Daha sonra blogdan bahsederek, programda tanıtım yaptıkları için yüzyüze teşekkür ettim. Ali Ece’nin blogun süper olduğunu ve takip ettiği bir kaç blogdan biri olduğunu söylemesi sevindirdi tabi. Bu nokta da gerçekleri mi söyledi yoksa nezaket adına mı yaptı bilmiyorum ama çok da üzerinde durmaya gerek yok sanırım:)

Tabi bu esnada masa Pascal Nouma ile fotoğraf çektirmek isteyenlerle doluydu. Bir arkadaşın uzattığı atkıya “hangi takım?” diye bakıp, Beşiktaş olduğunu görünce fotoğrafı kabul etmesi güzel bir detaydı. Daha sonra bir de Adanademir Spor atkısı çıktı ki o da sorun değildi.Zira o atkı daha sonra konser esnasında Ali Ece’nin boynunda olacaktı.

Beşiktaş beraberliğinin sıkıntısını üzerinden atan Ali Ece ve keyiflerini maksimize eden Dinar Bandosu’nun diğer üyeleri konsere başladı. Daha önce dinlememiş, konsere gitme kararı alınca youtube dan bir iki videolarını izlemiştim. Müzikleri tek kelime ile süperdi. Sahnede herhangi bir enstrüman çalmayan ve sadece danslarıyla kişileri coşturan bir Oynak Beyi olması daha önce pek rastlamadığım birşeydi. Ama söz konusu kişi Ali Ece olunca sanırım bu Oynak Beyine bir nevi ‘amigo’ görevi verilmişti. Yine solist’in alışılagelmişin dışında, en arkada olması da diğer enteresan bir detay.Pascal’la beraber biz hepimiz zenciyiz’i söyledik. Kapitalizm’e sallayıp, bir Everton’lu ile bir Liverpool’lunun aynı grupta müzik yapabileceğini gördük.

Verilen arada bir kez daha arkadaşlarıyla olan sohbetini baltalayıpirahatsız etmeyi göze alarak Ali Ece’nin yanına gittim ve bunları yazma izni aldım.

Sonuç olarak son zamanlarda geçirdiğim en eğlenceli gecelerden birini yaşadım. Kısmet işte, Pascal’a değil de bana nasip oldu gerçek Pascal’ı görmek.

1 yorum:

Pascal dedi ki...

Bir süre sonra nihayet geri dönmüş bulunmaktayım.. Bu fotoğrafta ben de olmalıydım diye iç çekerken, bir taraftan da Maratın bulunması da benim için çok onur verici bir durum... Sevgili Ali Ece ve Pascal a da buradan bol bol selam olsun...