27 Eylül 2010 Pazartesi

Başkanlık!

Futbol kulüplerinde başkan olmak, kulübe başkanlık yapabilmek rağbet gören bir görev olsada aslında bir o kadar zor ve stresli bir iş. Özellikle son dönemlerde Premier Lig'de karşımıza çıkan kulüp satın alma işi ile Başkanlık görevine garip bir statü daha ekleniyor. Kulüp sahipleri aynı zamanda da başkanlık görevini yerine getiriyor. Tabi bu Premier Lig'de alışıldık bir durum gibi görünsede Amerikalılar, Araplar, Ruslar o bölgeyi parselleyince işler birazcık karışmış gibi görünüyor. City'liler transferlerden mutlu belki, belki Londra'da işler Chelsea için kötü görünmese de Liverpool için aynı şeyleri söylemek tabikide mümkün değil.

Son dönem filmlerinden "Damned United" da asıl hikaye Brian Clough olsada bu başkanlık olaylarını da yan konu olarak ele almış. Sivri dilli açıklamaları nedeni ile göze batan Clough, son nokta olarak Leeds United takıntısı sonucu kulüp başkanı ile yaşadığı tartışma onu Derby'de bitiren olay oluyor. Filmin o kısmında ki başkanın replikleri aslında başkanlık görevinin önemli noktalarını ortaya çıkarıyor ki film genelinde de anlatılan konular ve yaşananlar filmi izlenmeye değer kılıyor.


Bucaspor'da Spor Toto Süper Lig'in yeni ekibi olmasına karşın bu noktalara çok hızlı gelmesi sonucu, belkide yeterince kurumsallaşamamadan ötürü, dönemin başkanı Dr. Mehmet Bektur sıkıntılı günler geçirdi ve hakkında çıkan haberler sonrasında başkanlık görevinden ayrıldı. Yaşananları şu şekilde açıklayalım. Bir grubun yada topluluğun en tepesinde ve yüzü olursanız, topluluk içerisindeki çarklardan herhangi biri bile teklemeye başlarsa, kamuoyunca gösterilen hedef siz olursunuz. Konu futbol liderliği olunca da işler biraz daha bel altı konumuna geliyor malesef ki. Bu açıdan Mehmet Hoca'da bu haberleri kendine yakıştıramadığından ötürü, ilk günkü açıklamalarından başkanvekilliği seçimlerine kadar aynı tutumunu koruması ise konu dışı ona sunacağım tebriğimdir.

Dünyada topluca liderlik vasfına sahip bir milletiz. Bu açıdan tepedeki birine bir taş geldiğinde, taş atanların sayısı mitoz bölünmeye uğrayıp çok kısa sürede sayıca çok büyük rakamlara ulaşıyor. Bu taş atanlar topluluğunun bir çoğunun gözü o tepedeki koltuk olduğu aşikar iken, bir kısmıda basın-yayım işiyle uğraşan ve düşenede bir tekme bizden mantalitesine sahip olan bir topluluk. Bu son kısmı yazarken gerçektende çok üzülüyorum fakat bu gerçeği görmezden gelerek, orada dönen çarka ortak olmak çizgimize yakışmaz. Bunun önüne nasıl geçilir, çarka çomak sokanlar kim olur bilemem ama o süper kahramanı dört gözle beklediğimizse kesin.

Mehmet Başkan yerine yapılan oylamada Başkanvekili olarak Şeref Üstündağ seçildi. Şeref Başkan 2008-2009 yılında yine başkan olarak görev almıştı kulüpte. Seçimlerden sonraki açıklamalarında yönetimde birkaç ufak değişikliğe gidileceğini söyledikten sonra eklediği cümle bence önemli: "İhtiyaç duyulması halinde 2011 Ocak ayında olağanüstü genel kurul yapılabilir". Bana önemli gelen kısım, dürüstlük. Yani bu görevi istiyor Şeref Başkan ama memnuniyetsizlik halinde olağanüstü genel kurulda bu görevi kazanana devredebileceğini söylüyor. Tabi 2011 Ocak'a kadar lobi çalışmaları sonucu yine Şeref Başkan seçilebilir pek tabi fakat komplo teorileri üretmek yerine olumlu bakmayı yeğliyorum.

Mesele, başkan olabilmek değildir, mesele o görevi layığı ile yerine getirerek, apak gelinen (tabi apak gelindiyse) bu görevi yine apak bırakıp, "Ulen Helal Olsun!!" dedirtebilemektir. Yaralı başkanlara Selam Olsun!!..

Hiç yorum yok: