2 Şubat 2011 Çarşamba

50£ Milyonlara İnat Bir Abide || Gary Neville

Günümüzün endüstriyel futbolunun yarattığı etkiyle, 50£ milyon bonservis ücreti ile ezeli rakibe giden oyunculara inat, ayak topuyla ilk tanıştığı kulüple geçirdiği 20 yıldan sonra aynı kulüpte emekliliğini açıklaması Gary Neville ve neslinin farkını ortaya koyuyor.

1950'lerde Busby Bebekleri(Busby Babes) denilen genç yıldız akımının, Alex Ferguson modeli olan 1990'lar da oluşturulmuş Fergie'nin Yavru Kuşları(Fergie's Fledglins) Gary, kardeşi Phil, Ryan Giggs, Beckham, Nicky Butt ve Paul Scholes''dan oluşuyordu. 1994-95 sezonunda Paul Parker'ın sakatlanması ile ilk onbir oyunculuğuna terfi eden Gary, Beckham'la oluşturduğu ortaklıkla, bir çok asistin altına imza atmıştı. 7 sene kaptanlığını yaptığı Manchester United'dan 2005'de Celtic'e giden Roy Keane'den boşalan kaptanlık görevini üstlenen Neville'ın kariyeri kupalarla dolu: sekiz Premier Lig şampiyonluğu, üç FA Cup, bir Intercontinental Kupası, bir Dünya Kupası ve bir Lig Kupası. Gerçekten de olağanüstü. Tarih Eylül 2010'u gösterdiğinde, Gary her ne kadar tek tük maça çıkıyor olsa da Old Trafford'un çimlerie çıktığında Ferdinand, Vidic ve Evra gibi adayları olan Kaptanlık pazubandını Ferguson'dan alması, bu takım için ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu gösteriyor.


Liverpool maçlarındaki klasikleşmiş sevinci, yeni nesil golcülere de örnek olan Gary Neville, profesyonel futbol hayatında son kez 01.01.2011'de The Hawthorns stadında oynanılan ve 2-1 kazanılan West Bromwich maçı oldu. Bir sağ bek oyuncusu olarak golle fazla buluşmaması beklenilen bir sonuç olmasıyla birlikte kırmızı formayla çıktığı 602 maçta toplam 7 gol kaydeden Neville, 1995'den 2007'e kadar 85 defa giydiği milli formayla ise hiç gol sevinci yaşayamadı. İngiltere milli takım tarihine atamadığı gollerle geçmiş olsa da, bu takımın en fazla kaptanlığını yapan sağ bek oluşu onu yine bir tarihi başarıya sürükleyen hikaye olurken, Türkiye'de benzerine sıklıkla rastladığımız, emekli futbolcunun spor yazarı oluşu Gary içinde geçerli olurken, haftada bir The Times için yazıyor.

1991'de girdiği kapıdan 2011'de çıktığını, son maçından bir ay bir gün sonra verdiği demeçle bildirirken, 19 sene Düşler Sahnesinde dinlediği taraftarını unutmuyor: " Bana her zaman büyük destek verdiler. Benim için ne kadar özel bir yerleri olduğunu biliyorlar".


Hiç yorum yok: