Adnan Sezgin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Adnan Sezgin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ocak 2011 Pazartesi

Bir Galatasaraylının Günlüğü


O kadar zor geliyor ki bazen yazmak. Yine 2 gün sonra anca toparlayabildim kelimeleri. Oysa pek çok Galatasaraylı gibi hiç aram kalmamıştı futbolla son bir kaç zamandır. Yok canım; sahadakiler kadar da değil yani.

Arkadaşın maça mı gittin, napıosun telefonuyla öğrendim Gs maçının Cumartesi günü olduğunu ve anca 30. dakikasından itibaren izlemeye başladım. İzlemez olaydım. Bende de kesin bir uğursuzluk var ama. O kahvede izlediğim maçlarda herhalde %90 ı başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

E napalım şimdi, Comandante Hagi’yi mi suçlayalım, yoksa ülkede en sağlam futbol CV sine sahip (TFF,Galatasaray,İstanbulspor,Şekerspor,Galatasaray) Sportif Direktör Adnan Sezgin’i mi? Tamam o kadar klüpte çalışıp da hangisinde başarılı olmuş diye sormak yok. 70 küsur yaşındaki hocanın işi bırakmasından sonra takımın kadrosunu belirlemekle övünen Adnan Polat’ı mı suçlayalım?

Aslında haftaiçinde Misimoviç röportajı gördüğümde maziye gittim biraz. Feldkamp’ta ilk geldiğinde Kosecki ve Boliç’i göndermişti. İkinci geldiğinde Necati ve Hasan Kabze gitti, Lincoln ve Hakan Şükür kadro dışı kaldı.

Hagi de ilk geldiğinde Ümit Karan, Saidou’yu yolladı. Şimdi de Misimoviç’i. Fatih Terim’de ikinci gelişinde Hakan Ünsal, Arif gibi isimleri kadro dışı bırakmıştı.

Yeni gelen hocanın güç gösterisi olsa gerek bu. Misimoviç’te olsa, sene başında 8 milyon euro’ya alınmış da olsa, benim dediğim olur!!

E olsun bakalım diyorsun da sonra da insan bişiler bekliyor. 7 ay oynamayan kaleci alıyorsun, e oynatmıyorsun. Forvet alıyorsun oynatmıyorsun. Orta Saha’ya aldığın adam Ayhan’ın bir beden büyüğü olmaktan öte değil. Sahada ne bir plan görüyorum ne bir umut ne hırs ne heyecan.

Rijkaard kovulmasına, sadece Rijkaard için üzülmedim ben. Rijkaard’la beraber giden Neeskens için de alt yapıya gelen Jan Derks için de üzüldüm. En önemlisi ileride Tugay’ın bu takımın başına geçeceği hayallerimin yıkılmasına üzüldüm. He yine geçebilir Tugay ama Bülent Korkmaz’dan daha uzun kalamaz.

1,5 senede attığın temelleri, bir haftada beton döküp kapamana üzüldüm ben. Ve yerine hiç bir şey koyamamış olmandan..

1 Aralık 2010 Çarşamba

Adnan Polat'tan Masallar


Canlı yayında ne olursa olsun Rijkaard'la çalışacağız deyip, çok geçmeden onu kapıya koyan birisinin sözlerinden ne bekleyebiliriz ki..21.30 da RTÜK uyarısıyla birlikte çıkıp konuşsa, çocuklar uyur belki.

Şöyle demiş:
"Adnan Sezgin transferi kendisi yapmaz. O gider pazarlıkları yapar ve en son noktada bize getirir biz de hocaya bir kez daha sorar ve transferi gerçekleştiririz. Adnan Sezgin'i basın sevmez çünkü Adnan'ın ağzından laf alamazlar."

hemen arkasından gelen paragraf da şöyle:

"Artık her şube profesyonellerin elinde. Futbolda da tüm yetkiyi Sezgin ve Hagi'ye verdik. Transferde tek sorumlu Hagi. Eğer başarı gelmezse ne Hagi kalır, ne de Sezgin"

Başarısızlık baremi neyse artık!!

Başka bir cümle de şu şekilde:

"Rijkaard'in anlayisi TR'deki futbola uymadi. TR'de futbol oynanmiyor. Savas ediliyor. Surekli sertlik var."

E sen onca senedir bu işlerin içindesin de Rijkaard'ın tarzıyla, TR deki futbolun uyuşmadığını çözemedin mi? Bunu ancak birkaç hafta önce mi anladın?

Zaten tam da bu yüzden istifanızı istiyoruz. Bu vizyonla yapacaklarınızdan bir hayır gelmeyeceği için.

17 Ekim 2010 Pazar

Adnan Sezgin



Futbol'un Şifreleri kitabından:

"..A.T Kearnet yönetim danışmalığının spor danışmanlığının spor bölümü başkanı olarak,klubü her daim müşterilerine örnek olarak gösteriyor.Hembert,Paris'teki bir kafede,"Başarılı bir klubün en büyük sırrı istikrardır," diye açıkladı,"Lyon'da istikrar antrenörle değil;sportif direktör Lacombe ile ilgidir."

Yazıda bahsi geçen klüp Lyon. Kitabı okuyan Lyon'un dünya futbolunda nasıl bir
"istisna" olduğunu görür. Ki ben de aslında kitabı tamamen okuyup öyle yorunlayacaktım. Ama gün bugünmüş.

Rijkaard gidebilir. Kimyası tutmayabilir. Ama önemli olan Rijkaard ın gitmesi değildir. Çünkü Rijkaard gitse de gelecek olana yapılacak muamele bellidir. Dolayısıyla önce "yönetim zihniyeti" değişmelidir. Bunun gereği de bellidir.

Ben ve benim gibi düşündüğüne inandığım taraftarlar bugünü kurtarmak adına Rijkaard ın gitmesini çözüm olarak görmüyordur. Elbetteki ben de güzel futbol izlemek istiyorum. Ve bu akşam Ankaragücü maçında bunun zerresi yoktu. Ve dost sohbetinde Beşiktaş'ın yenilmesine rağmen keyif vermesi üzerine konuştuk. Beşiktaşlı arkadaşım mağlubiyete rağmen mutluydu. Bence de haklıydı. Eğer mevzu "takım" ile ilgiliyse ben Galatasaraylı olarak yıllarca Türkiye'deki tüm takım taraftarlarından çok daha iyi futbol izledim. Ama eğer konu futbolsa ki benim için bu öncelikli.Sonuç olarak "günübirlikçi" olmayıp, bir kültür oluşturmak adına doğru adımların atılmasını bekliyor ve istiyorum.

Galatasaray'a dönersek, bazı şeyleri de ilk defa söylemiyorum:

O bir teknik direktör öğütücüsü

GS nin ilacı

3 Kasım 2009 Salı

O bir Teknik Direktör öğütücüsü

Türkiye’de çeşitli takımlarda futbol oynadıktan sonra Amerika’ya gitmiş.Son Jose Earthquakes takımında oynamış. Oynamış dediysek heyecanlanmayın sadece 1 maça çıkmış. Oyunculuğu çok parlak değilmiş anlaşılan ancak öyle hissediyorum ki Amerika’da profesyonel anlamda spor yöneticiliği konusunda birşeyler yapmış. Bazı kaynaklar Amerika’ya master yapmaya gittiğini yazıyor. Belki de spor yönetimi ile ilgili bir konuda okumuştur, tam olarak bilgi sahibi değilim.
Ancak bir gerçek var ki o da kendisinin Federasyon’da,Galatasaray’da ,İstanbulspor ve Etimesgut Şeker Spor’da görevler yaptığı. Bu anlamda sanırım kendisi sahip olduğumuz birkaç profesyonel spor yöneticisinden birisi ve belki de bu kavramı Türkiye’ye getiren kişi. Bu anlamda kendisini takdir ediyorum.
Öte yandan Galatasaray Sportif A.Ş Müdürü olarak gösterdiği performanstan ise memnun olmak mümkün değil. 2006’da göreve gelen Adnan Sezgin bu kadar sürede Eric Gerets,Feldkamp,Cevat Güler,Skibbe ve Bülent Korkmaz ile çalışmış. Galatasaray’da daha önce 92-93 sezonundan 95-96 sezonuna kadar görev alan Adnan Sezgin bu dönemde ise Feldkamp,Hollmann,Saftig ve Saftig’in bırakmasının ardından kısa bir süre Müfit Erkasap ve daha sonra Souness. Sadece Teknik Direktörlere baktık.Bunun bir de oyuncu transferleri boyutu var ki oraya hiç girmeyelim.
Tam bir Teknik Direktör öğütücüsü konumundaki Adnan Sezgin ise görevine istikrarlı bir biçimde devam ediyor. Umarız Rijkaard’a bulaşmaz.