endüstriyel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
endüstriyel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Şubat 2010 Cuma

Taraftar Ligi


Bugün bir vesiliyle FC United’la ilgili birşey okudum. FC United hikayesini herkesin bildiğini varsayarak geçiyorum. Benzer şekilde Man City taraftarlarının kurduğu ve adını kurulduğu zaman Man City’nin evi olan Maine Road’dan alan bir taraftar takımı var. Her ikisi de yerel amatör liglerde başgöstermiş ve zaman zaman karşı karşıya gelip kıran kırana maçlr oynamışlar. Buradan yola çıkarak aklıma bir Taraftar Ligi organizasyonu geldi. Yazmadan önce araştırayım dedim ve sadece Meşale Kokusu blogunda benzer bir fikire rastladım. Düşünsenize Ultraslan İdman Yurdu, Antu Köy Hizmetleri ve Çarşıbirliği, Teksas Kovboyspor gibi takımlardan oluşan bir lig. Tam sahada Pazar Ligi. Evet katılıyorum muhtemelen bu organizasyon geleneksel hale gelinceye kadar birçok kavga çıkması muhtemel. Tribünde birbirine o küfürleri edenler sahada kemik sesleri çıkartır ama o belki tribün kültürü ve futbolcuyu anlama empatisi için faydalı da olur. Amatör liglere olan ilgi de artacaktır çünkü saydığımız takımlar otomatikman binlerce arkadaşlarını tribüne çekecektir. Kimbilir sahadakiler eş dost olunca da, o golün nasıl kaçtığından, hakemlerin ya da oyuncuların cinsel tercih merakından,sahadakilerin ailesindeki bayanların cinsel hayatlarını sorgulamaktan vazgeçeriz. Hatta bence bu lig Süper Lig’in bile tozunu atar. Ve o hep dillendirdiğimiz taraftar- kulüp bağının had safhada olmasını yaşarız. Taraftar olan herkesin kongre üyesi olduğu bir kulüp yapısı oluşur. Endüstriyel futbolu yıkacak anarşist bir hareket olur sanki!!

27 Ocak 2010 Çarşamba

Endüstriyel Futbolun Beşiği


Manchester United'on £700m dan fazla borcu olduğunu belirtmiştik bir yazımızda. Portsmouth'un durumu vahim. Liverpool için Torres'i satabilir borçları yüzünden deniyor. Abramovich nereye kadar gider, Dubai'yi vuran ekonomik kriz Manchester City'e dokunur mu bilinmez. Ama alt liglerde durum daha da vahim. Leeds United'ın başına gelenlere şahit olduk hepimiz. Ben Stockport County'nin hikayesini yazamadım ama onların durumunda bir çok takım var. En son gelen haber ise şaşırtıcı. İngiltere'nin en köklü klüplerinden Crystal Palace, iflas etmiş. Bizdeki tabiriyle sanırım kayyum atanacak. Manager Neil Warnock bu olay karşısında şaşırdığını, nakit sorunu olduğunu bildiğini ama durumun vahametinin farkında olmadığını söylemiş. Klüp başkanı için de kurtarmak için çok çalışıyordu, O'nun için üzüldüm demiş. Fotoğrafta Neil Warnock ile başkan Simon Jordan var.Haberin tamamı Guardian'da.Durum ne olur bilemeyiz ama futbolun çınarlarını budanmış görmek kimsenin hoşuna gitmiyor. E o zaman insan soruyor. Ne olacak bu endüstriyel futbolun hali?

6 Ocak 2010 Çarşamba

Korsana Son Sözü Sen Söyle



Gs Store Korsan ürünlerle mücadele için bir kampanya başlatmış. Maç günü bir kaç görevlinin stad çevresinden gezinmesiyle işe başlasalar iyi olacak.

Kampanyanın sloganı için yarışma açan Gs Pazarlama A.Ş şartları ve ödülleri şöyle belirlemiş:

1-Yarışmanın Amacı

Belirlenen kriterlere uygun olarak hazırlanan ve oylama sonucu seçilen 3 slogan, Galatasaray Pazarlama'nın profesyonel kadrosu ile yapılacak ortak çalışmanın sonucunda kullanılmak üzere korsan ürüne karşı yapılan bilinçlendirme çalışmalarında kullanılacaktır.

Slogan yarışmamız için gerekli kriterler aşağıdaki gibidir:

2-Teknik Şartlar

2.1 “Korsan Ürün” kullanımına karşı mesaj içeren sloganlar yarışmaya katılabilirler,
2.2 En fazla 1 cümlelik mesajlar yarışmaya katılabilirler,
2.3 Yarışmacılar yarışmaya en fazla 1 eserle katılabilirler,
2.4 Gönderilen eserler için telif ücreti ödenmez.

3-Ödüller

Yarışmada seçilen ilk 3 sloganın sahiplerine;
1 adet Galatasaray – Fenerbahçe maçı kapalı alt tribün bileti
1 adet orijinal imzalı futbolcu forması,
1 yıllık Galatasaray Dergisi aboneliği,
Florya Metin Oktay Tesisleri'nde futbolcularımız ve teknik ekibimizle tanışma ve yemek
organizasyonuna katılma hakkı.

Kaynak:GS Pazarlama

26 Kasım 2009 Perşembe

Futbol Turizmi ve Antalya

Antalyaspor A.Ş. Yönetim Kurulu, Antalyaspor Store'un özelleştirme sürecinin tamamlandığını açıkladı.

Antalyaspor A.Ş. Yönetim Kurulu'nca yapılan yazılı açıklamada, Antalyaspor'un daha rasyonel ve aktif olması gayesiyle 14 Ekim'de özelleştirileceği açıklanan Antalyaspor Store'un özelleştirme sürecinin tamamlandığı, yapılan görüşmeler ve değerlendirmeler sonucu, Atilla Ekmen'in yöneticisi ve sahiplerinden olduğu Astor Limited Şirketi'nin Antalyaspor Store'un işletmesini üstlendiği bildirildi. Açıklamada, "Antalyaspor'a geçmişte büyük hizmetler vermiş, başkanlık dahil birçok görevler üstlenmiş Atilla Ekmen yönetimindeki Astor'a başarılar diliyoruz. Yeni imaj ve konseptli Antalyaspor Store'ların Antalyaspor'a hayırlı olmasını dileriz" denildi.

Kaynak:Dünya Gazetesi

4 büyüklerle aradaki farkı kapatmak adına güzel bir atılım. Üstelik yeni stad ve turizm cenneti Antalya'nın aynı zamanda futbol turizmi adına yaptığı Mardan Tesisleri gibi yatırımları tamamlar nitelikte.

11 Kasım 2009 Çarşamba

Futebol #3 - Profesyonel Taraftarlık

İlk yazılarım bu kitaptandı. İş yoğunuğundan yavaş yavaş okuyabiliyorum. Okudukça bana ilginç gelen noktaları da paylaşıyorum.

Claudio Riberio, Pele’den sonra en çok tanınan siyah Brezilyalı imiş. Ancak o bir futbolcu değil, taraftar. Tirbünlere renk katan bir simaymış. 1978’de bir oyuncakçıda işe girmiş ve Arjantin’deki Dünya Kupası’nı izlyecek parayı biriktirince işten ayrılmış ve Buenos Aires’in yolunu tutmuş. Daha sonra da hiç bir Dünya Kupası’nı kaçırmamış. İşin ilginç yanı ise bu seyahatler için parayı “sponsor”larından kazanıyormuş. Giydiği Brezilya formasının üzerine reklam alıyormuş ve renkli bir kişi olduğu için TV ve gazetelerde yer alarak sponsorlarına fayda sağlıyormuş.Yani “profesyonel bir taraftar”mış.

Günümüze geldiğimizde ise kulüpler taraftarlarına böyle bir imkan tanımıyor. 80 küsur lira veriyorsunuz ve ayaklı bir reklam panosu gibi geziyorsunuz. Formanın ön tarafındaki ve kolundaki reklamlara bir şekilde alışmışız ki gözümüze batmadı bugune kadar. Ancak sırtta tek başına yer alan reklam bizim için yeni. Üstelik Ülker gibi bazı insanların siyasi nedenlerle sevmediği bir reklam. Bu durumda kulüp sevgisi ile yaşam tarzı çarpışıyor. Üstelik dediğim gibi reklam yapmak için para öder duruma düşüyorsunuz. Kulüplerin bu konuyu gözden geçirmelerini, sahada futbolcular üzerindeki reklamlar bir yana, taraftarına sattığı formalarda reklam bulundurmamaları gerekiyor diye düşünüyorum.

21 Ekim 2009 Çarşamba

The Scarf My Father Wore

Neredeyse tüm sezon maçlarını izlediğim, deplasmanlara gittiğim, bana İngilizlerin futbol tutkusunu yaşatan, ben niye 18 yaşıma hiç stadına dahi gidemediğim bir takımı tutuyorum dedirten futbol mabedi.

İlk olarak 1999 yılında tanıştım bu takımla. İlk gittiğim maçları Birmingham dan Walsall takımı idi. Maç 1-1 bitmişti. Maça gitmemize vesile olanlar sayesinde şeref tribününde oturmuştuk. Sonrasında da futbolcularla tanışıp fotoğraf çektirmiştik. Stockport County o zaman adı Division One olan,Premiership in bir altında oynuyordu. Ancak o tarihte stadlarının yanında 'shop'ları vardı. Oldukça çeşitli sayıda ürünle.

Stadda insanların yiyecek alabilecekleri yerler ve İngilizlerin vazgeçilmezi bira satan bir bar vardı.Şeref tribünü tarafında bir kokteyl alanı mevcuttu. Gişe önünde satılan "match day" dergisini babalar oğullarına maçtan bir anı olarak satın alıyorlardı. Böylece onlara da taraftarlık ruhunu aşılayarak takımına bir taraftar daha kazandırıyordu. Belki de takımın marşının adı bu nedenle "bababım taktığı atkı" idi.

Endüstriyel futbolla ilk tanışmamdı. Ancak tüm bu endüstriyellik için de o amatör ruh bozulmamıştı.İşte futbol buydu.

Daha sonraki ziyaretimde takımın tam bir taraftarı olmuş ve bahsettiğim gibi tüm bir sezon izlemiş,9 maç gol yemeyerek İngiltere'de rekor kırmalarına şahit olma fırsatı yakalamıştım.

İşte ben o gün endüstriyel futbolla, amatör ruhun kaynaşabileceğini hissetmiştim.