27 Ocak 2012 Cuma

Şikeden boşalacak zehirli kan..

Nerede ve ne zaman okuduğumu hatırlamıyorum ama bir pazarlama bloguydundaydı sanırım.Aklımda kaldığı kadarıyla yazayım.Hikaye şöyle ;

Bir şirket köpek maması çıkarmaya karar verir. Yönetim kurulu toplanır. Logoya,renklere, isme, kutunun şekline, fiyatına, nerelerde satılacağına karar verir. Reklam kampanyasının ardından ürün rafa çıkar ve ilk hafta yok satar. Ancak takip eden haftada yaprak kıpırdamaz.Yönetim kurulu tekrar toplanır. Reklamın yoğunluğunu arttırırlar ama fayda etmez 1 alana 1 bedave derler ama değişen bir şey olmaz. Yönetim şoktadır. Hararetli bir şekilde ne yapacaklarını tartışırlarken stajyer dayanamaz ve bağırır; müdür bey, mamanın tadı kötü..

Köpek maması yerine Futbol desek, Genel Kurulu da örneğimizdeki toplantılara benzerebiliriz herhalde..sonuç itibariyle bu ligin tadı bozuk beyler..

Hadi futboldan anlamıyorsunuz, hepiniz iş adamısınız pazarlama nedir onu da mı bilmiyorsunuz..bu şartlarda hangi marka değerinden bahsediyorsunuz..şike iddiaları altında, şike yapıldığı iddia edenleri düşürmeme girişiminizle neyi korumaya çalıştığınızı anlamak güç.

Bu girişimin geri tepmesi içimi rahatlatmadı çünkü o genel kurulda mantaliteyi de görmüş olduk.

Fenerbahçesiz bir lig mümkün mü?

İddialar Fenerbahçe üzerinde yoğunlaştı. Daha doğrusu ilgili iddianamede adı geçen en önemli kulüp Fenerbahçe. Önemi ise ‘futbolun ekonomisi’. . Bu durum, Mortgage kirizi misali, değerinin kat be kat üstende alıcı bulunan Süpper Ligimiz için bir büyük bir tehdit oluşturdu doğal olarak.

İlgisi olanlar zaten kulüplerin ne zaman batacağını merak ediyordu. Şimdi takke düştü kel göründü. Kendi başarısızlıklarını Fenerbahçesiz bir lige yıkıyorlar. En çok hasılatı Fenerbahçe, Galatasaray,Beşiktaş maçlarında kazandıklarından, havuzun lokomotifi bu takımlar olduklarından onlardan vazgeçemiyorlar.

Ola ki ligden düşerse, Fenerbahçe taraftarı maddi zararın en azda kalmasına yardımcı olacaktır. Ama Fenerbahçe maçı hasılatından yoksun kalacak takımlar, havuzda değerini bulunca dımdızlak kalacaklar. Şike bulaşmış bir ligin alıcısının kim olacağını ise soran yok! Balık hafızalı bir milletiz ne de olsa.

Her ne olursa olsun ben bu işten çok sıkıldım, futboldan soğudum. Bir yandan süperi böyleyse amatörü nasıldır diyorum ama yine de oradaki o ruh beni çekiyor. Alt ligleri izlemek, kendini bir üst lige atmaya çalışanların çabası, artık ununu elemiş eleğini asmış “abi”lerin futbol keyfi..şu günlerde kendime sormadan da edemiyorum, o en şaşaalı zamanında, yaşadığım kentin takımı Kocaelispor u neden tutmadım diye..gerçi artık o da kalmadı ya..Nasıl bir çözüm bulurum bilmiyorum ama bu ligin alıcısı olmayacağım kesin.. taa ki adaletine inanana ve taraftarın direk katkısı artana kadar...taraftarın kendi yöneteceği takım kurulana kadar..

Son olarak, Hrant Dink’e de selam ederek ; şikeden boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, futbolun taraftar ile kuracağı asil damarında mevcuttur...

12 Ocak 2012 Perşembe

Takımın için Pedal Çevir



Uzun zamandır yazmıyordum. Ta ki bu heyecanlandırıcı haberi alana kadar.

Bizimkiler taraftarı stada almayadursun, o özendiğimiz ve benzemeye çalıştığımız İngiltere'de bakın neler oluyor.

Daha önce bu blogda bahsettiğim, logomuzda da adını barındıran ve benim için Galatasaray kadar hatta belki daha önce gelen Stockport County taraftarları düzenledikleri kampanya ile takımları için para toplamaya giriştiler.Şöyle ki;
17 Mayıs 2012 de Blue Square Premier League de oynanacak Southport - Stockport karşılaşmasına Stockport taraftarları bisikletle gidecekler. Ne alakası var demeyin, tam 46.7 mil yani 75 km lik bir yoldan bahsediyoruz. Etkinlik Stocport County taraftarları ve St Annice Hospice (ağır hasta ve yakınlarına yardım eden bir kuruluş)ortaklığıyla düzenleniyor. Katılım 15 pound ve kazanılan para St Annice ve Stockport County arasında eşit olarak paylaşılacak. Bu etkinliğe rakip takım Southport da kayıtsız kalmamış ve bu yolla gelenlerin maça ücretsiz gireceğini açıklamış. Dönüş yolunda bisikletlerin nakliyesi için de sponsor bulunmuş.

Bizim kulüpler decoder,forma,kombine den başka proje üretemezken, en "yaratıcı" projenin HES lerden para kazanmak olduğu bir ortamda, taraftarıyla bütünleşip, dayanışma,üretim ve eğlenme faktörlerinden oluşan bu tip projelerin benzerlerini bizler de görürüz umarım.

Kaçınılmaz gerçek şudur ki, Türkiye'de futbolun kurtuluşu, takımlarını satın alan geniş tabanlı taraftar derneklerinin kurulmasına bağlıdır.