kim gitsin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kim gitsin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Kasım 2009 Salı

13 Bobo Görüşme odasına!


Pascal’ın da izniyle Beşiktaş hakkında gelecek günlerde medyamızı meşgul edeceğini sandığım bir konuya değinmek istedim. Malumunuz Ocak ayında kaptan Delgado, umarım sağlığına kavuşacak ve sahalara geri dönecek. Bu durumda Beşiktaş bir yabancısını göndermek durumunda kalacak. Peki bu hangisi olacak? Bu soruyu Pascal’a sorduğumda o Delgado geri gelmez dedi. Basında yer alan haberlere göre de Mustafa Denizli bu konunun konuşulması için henüz erken diyor.Ama ben yine de Beşikaş’ın yabancı futbolcularını gözden geçirmek istedim.

Sivok: Geçen sene Zapotocny ile birlikte Udinese’den transfer edilen çek futbolcu, geçen sene 38 maçta ilk 11 başlamış ve 2 gol atmış. Bu 38 maçın 32 sinde 90 dakika sahada kalmış ve defansın göbeğinde oynuyor olmasına rağmen sadece 1 maçta kırmızı kart görmüş. Zaman zaman defansın önünde de oynayabilen bir oyuncu olan Sivok tam bir istikrar abidesi. Bu sezona baktığımızda da 17 maçın (avrupa maçları dahil) 15’inde ilk 11 başlamış ve bu maçların tamamında, 1350 dakika sahada kalmış. İtalya’da oynamış olması belki de Ferrari ile anlaşmasını kolaylaştırıyor. Bir çok Beşiktaşlı sevinse de Denizli’nin bir kayıp olarak gördüğü Gökhan Zan’ın kaybı sonrası bence gönderilmesi çok zor.

Ferrari: Bu sezon Genoa’dan 4,5 milyon euro’ya transfer edilen Ferrari maliyeti nedeniyle birçok kişi tarafından soru işaretleriyle karşılandı. Kariyerinde Roma ve -kısa bir süre için de olsa- Everton gibi takımlar bulunan Ferrari,mli kariyerinde ilk maçını Türkiye’ye karşı oynamış. Ancak milli kariyeri de çok uzun sürmemiş ve son maçını 2004’te Tunus’a karşı oynamış. Bakıldığında ise hırsı ve pozisyon alışlarıyla, doğru hamleleriyle Beşiktaş defansında toparlayıcı bir rol oynuyor. Üstelik o da Sivok gibi 17 maçın 15’inde ilk 11 başlamış ve kırmızı kart gördüğü Kasımpaşa maçının son 3 dakikasına kadar görev almış.Verilen paraya ve performansa bakınca onun gitmesi de çok zor görünüyor.

Fink: Nisan ayında Frankfurt’tan bedelsiz olarak anlaşıldı. Cisse’yi gönderme kararının ardından orta sahaya takviye için alındı. 17 maçın 13’ünde kadroya girmiş ve 11’inde ilk 11’de yar almış. 2 gol atmış. En zayıf halka o gibi görünüyor ancak bence gönderilmesi hata olur. Disiplini ve istikarı ile bence Beşiktaş’a çok faydalı. Belki ekstra yetenekleri yok, belki Cisse’nin yerini doldurmaz ama o CM’nin meşhur Uğur İnceman’ı da onun yerini dolduramaz.

Tello: 3 sene önce Sporting Lizbon’dan bonservis bedeli ödenmeden alını Şili futbolcu, hem kanat hem iç te oynayabilen ve etkili bir sol ayağa sahip bir oyuncu. Tello oynadığı ilk 2 sezonda Beşiktaş formasıyla 86 maça çıkıp 17 gol atmış, 2009-2010 sezonunda ise 4’ü avrupa 8’i lig olmak üzere 12 maçta toplam 850 dakika oyuna girmiş. Etkili sol ayağı ile Delgado’nun yerine 10,5 numara olarak değerlendirilebilirdi belki ama Denizli bu düşüncede değildi. Üstelik bir çok maçta kendisini yedek bıraktı ve bence biraz soğuttu. Cristiano Ronaldo,Quresma ve Jardel gibi isimlerle aynı takımda yer alan 31 yaşındaki futbolcu bence hala faydalı olabilir ancak gönderilmeye yakın isimlerden birisi.

Tabata: Transfer sezonunun son dakikalarında Gaziantepspor’dan 8 milyon euro gibi bir ücretle transfer edilmesi çok tepki çekti. Gaziantep’te başarılı bir performans göstermişti ancak Gaziantep ile Beşiktaş aynı kefede değildi. Onun için küçük takımların büyük topçusu dediler. Japon asıllı Brezilyalı olması bir diğer dikkat çekici nokta. Wikipedia’ya göre kendisi için Pele’nin 10 numaralı formasını giyerek kalitesini gösterdiğini söylüyor.Bir başka iddia ise Real Madrid’e transferi son anda başkanla yaşadığı bir tartışma ile suya düşmüş. Geçen sene ülkemize gelen Tabata 26 maçta 11 gol atmış. Onun mevkisi için asist rakamları ve pas yüzdesi diğer oyunculara nazaran biraz daha önemli zira kurucu olarak alındı.Bu rakamları bulamadım ama alışma süreci yaşamayacağını varsayarsak şu ana kadar bekleneni veremedi ve hem taraftarın tepkisini aldı hem de Denizli onu kulübe ye çekti. Mevki olarak da düşünüldüğünde gidecekler arasında olabilirdi ancak maliyeti nedeniyle bunun yaşanacağını sanmıyorum.

Ernst: Stalker blogunda onun fotoğrafının altına Üstün Alman Teknolojisi diye yazmış. Daha fazlasına gerek yok sanırım. Beşiktaş’ın yaptığı en isabetli transfer bence. Diri,disiplinli,hırslı,yetenekli ve zaman zaman da yaratıcı olabilen oyuncunun gitmesi imkansız gibi. Geçen sezon devre arasında alınan Ernst’in 2012’ye kadar kontratı var. Kendisi istemezse gitmesi mucize sayılır.

Bobo: Onunla ilgili daha önce de yazmıştım zaten.Bence ligimizden çıkıp iyi yerlere gelebilecek kapasitede bir oyuncuydu ama kendini geliştiremedi.Ya da aslında geliştiremedik. Son Fenerbahçe maçında çok güzel bir gol attı. Kaleye arkası dönük iken ve ensesinde Lugano gibi ligin en “yırtıcı” oyuncusu var iken dönüp vuruşunu yaptı. Bence Beşiktaş’ta “striker” denebilecek bir adam varsa o Bobo’dur. Zaman zaman kanatta oynatılarak yazık edildiğini düşünsem de lig de 5 gol atmış olması kalitesinin bir göstergesi. Üstelik ligdeki 13 maçın 5 inde ilk 11 başlamış ve 579 dakika sahada kalmışken. Sezon başı gönderileceği konuşuluyordu. Sanırım bu onu psikolojik olarak etkilemiş.O mevkide Nihat,Holosko,Nobre ve Batuhan gibi alternatifler olduğu da düşünüldüğünde ve onun da kanatta oynamak istemeyeceğini düşünürsek gönderilmesine sıcak bakılabilir.Para etmesi açısından da bence gönderilmeye en yakın aday.

Holosko:Vestel Manisapor’dan iki sezon önce devra arasında 5 milyon euro’ya alındığında taraftar çok heyecanlanmıştı. Manisa’da çıktığı 66 maçta 34 gol atarak potansiyelini ortaya koymuş, o dönem Milan’ın transfer listesinde olduğu söylenmişti. Hızı ve dripling yetenğiyle,güçlü fiziğiyle Beşiktaş için önemli bir oyuncu. Üstelik genç olması başka bir avantajı.Ancak talihsiz bir sakaltlık geçirdi ve yaklaşık 1 ay daha sahalarda olmayacak. Gönderilmesinin söz konusu olacağını sanmıyorum. Formasına çabuk kavuşacaktır.

Delgado: Her ne kadar diretse de Ocak sözleşmesi Ocak ayına kadar donduruldu. River Plate altyapısından yetişmiş bir oyuncu. Yetenekleri ortada.28 yaşında yani bir çoklarına göre futbolunun en olgun çağında. Bu sakatlık performansını nasıl etkiler bilemeyiz ama Yusuf ve Tabata’nın onun boşluğunu ne kadar doldurduğu bir soru işareti. Öte yandan toparlanan ve iyi giden bir Beşiktaş olduğunu söylersek yanılmayız. Denizli dengeleri değiştirmeyi göze alır mı orası da ayrı bir soru işareti ancak bazı haberlere göre Delgado’ya hazır ol emri geldi bile.