Aziz yıldırım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Aziz yıldırım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Nisan 2010 Çarşamba

Aziz Yıldırım teknik direktör olsaydı...


Otto Bariç, Rıdvan Dilmen,Zeman,Mustafa Denizli,Lorant,Oğuz Çetin,Daum,Zico,Aragones ve yine Daum. Vikipedi ye göre Aziz Yıldırım’ın çalıştırdığı teknik direktörler. Arada kovulan teknik direktör arkasından gelen emanetçiler Turhan Sofuoğlu ve Tamer Güney’de var. 1998 de ilk defa başkan olmuş Aziz Yıldırım. Geldiğinde Enerbahçe bütçesi 16 milyon dolarmış. Geçen sene ise Deloitte Money League de 20. oldu. 12 sene aynı başkanla çalışınca yatırımların devamlılığı sağlanınca olanlar ortada. Ama Fenerbahçe’nin futbol başarılarına bakarsak bu süreçte 4 defa şampiyon olabilmiş, hiç Türkiye kupası alamamış ve uluslararasında sadece bir defa Şampiyonlar Ligi çeyrek finali görmüş. (Aynı zamanda sıfır çeken takımı da görmüş.) Benzer senaryoyu Adnan Sezgin için de yazmıştık. (O’nu yanından ayırmayan Adnan Polat’a da değinmek gerekli belki.) Tekrar söylüyorum Aziz Yıldırım sadece bir örnek.

Yani sevgili okuyucu Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe de alt kademelerde yöneticilik yaptığını da varsayarsak, yönetim anlamında başarılı olması yıllar yıllar alıyor da neden teknik direktörlerin ipi bu kadar çabuk kesiliyor anlamıyorum. Örneği Aziz Yıldırım’dan verdim ama bu tüm klüpler için geçerli olabilir. Hatta bilmem kaç yıl gazetecilik yapıp da Türk Spor una hiç bir şey katmayan adamlar yıllarca o mevkilerde kalırlarken teknik direktörlerin bileti kesmek neden bu kadar kolay?

24 Mart 2010 Çarşamba

Politik Lig Şampiyonluğu

Her sene, Turkcell Süper Lig'de ki zirve yarışı bir önceki seneye göre katlanarak daha da heyecanlanıyor. Anadolu takımları diye tabir edilen, güzel yurdumun takımları artık işin sırrını çözmüş gibiler. Geçen yıllarda Sivas, sonra Kayseri derken Bursaspor ligin bitimine 8 hafta kala 5 puan farkla zirveye kurulmuş durumda. Önce ki senelerden tecrübemiz, bir şekilde bu takımların bitime yaklaştıkça ayaklarının kaydırıldığı. Bir şekilde, ne yapıp edip İstanbul'un büyükleri şampiyonluğu aralarında paylaşmaya devam ediyor. Bu senenin sonu da bakalım önce ki seneler gibi mi olacak? Yoksa Bursaspor şeytanın bacağını kırabilecek mi?

Bu "Bir şekilde, ne yapıp edip" cümlemi birazcık açayım diye düşündüm. Son dönemlerde, gerek yazılı basında, gerekse de internette ki futbol haberlerinin bir çoğunu, benim tabirim ile "Politika yaparak, masa başında lig şampiyonluğunu kazanmaya" çalışan Fenerbahçe kulübü almış durumda. Önce yazılı medyayı "masa başı haber" yaparak objektiflikten uzakta olmakla suçlayan ardından, Galatasaray maçında yaşanan üzücü olayın ardından verilen cezaya odanlanan, son olarak da TFF'na yönelik eleştirilerle gündeme gelen kulüp, abartı bir tabir ile, "kulüp rekoru" kıracak kadar bildiri ve basın toplantısı düzenledi. Bakalım, benim onların tüm bu atılımlarını sade ve sadece oynanan kötü futbola rağmen kazanılmak istenen lig şampiyonluğu için yaptıklarına inandıklarım, onları kupaya uzatabilecek mi?

Şu durumda aklıma iki durum geliyor. Birincisi, lig şampiyonu olmaları durumu, ikincisi ise olamama durumu. Olamaz iseler sorun yok, "biz demiştik, bize komplo var diye. Önlem alınmadı. Buz gibi şampiyonluğumuz yendi" açıklaması onlara yetecek hatta artacak bile. Asıl benim aklımı kurcalayan, tüm bunlar işe yarar ve 34. hafta sonunda zirvede yer alan isim Fenerbahçe olursa, takım kaptanı Alex'in ellerinde yükselecek kupaya uzaktan bakarlarken, ne kadar içlerine sinecek? Ya "zararın neresinden baksak kardayız, bu sezon iyi işler yapamadık ama kupayla kapadık", ya da "zafere giden yolda, herşey mubahtır" fikirleri şuan aklıma gelenlerden ikisi.

Tabi ben sadece lig şampiyonluğu üzerine konuştum ama birde işin kupa tarafı var. Ezeli rakiplerinin her fırsatta dilinden düşürmediği, kupa sendromları bu sene son bulabilir. Bana kalırsa, ligi boşvermek hak, kupayı kaldırmak ise zorunludur şuan onlar adına.

Peki bu haksızlık değil mi? Canlarını dişlerine takıp da, sahada basmadık çim bırakmayarak zirveye çıkanların hakkı değil mi şampiyoluklar? Gayet tabii. Benim görüşüm, bunun adına bir basın toplantısı düzenledi Mahmut Özgener bugün(dün). Federasyonun resmi sitesinde yazının tamamına yakın bir metni var. O metni okuyunca, zaten beğendiğim başkanı tekrardan takdir ettim. Gerekli kişiler ordan gerekli cevapları acilen ala.

Hazin bir şekilde Fenerbahçe'ye kupada elenen Bursaspor, bence şuana kadar yaptıkları ile gönüllerin şampiyonu olmuştur. Ama yetmiyor!. İhanetse, ihanet ; Başka bir takım taraftarı olmama rağmen, zirvede Bursa'yı görmek ne yalan söyleyeyim tırmalamıyor gözümü. Umarım "Politika yaparak, masa başında lig şampiyonluğunu kazanmaya" çalışanların elleri boş kalır bu sene...

29 Ocak 2010 Cuma

Biz Bu Filmi Görmüştük!

Bugün yapılan kulüpler Birliği toplantısında başkan seçimi ve Avrupa Profesyonel Futbol Ligleri Vakfı'nın üyelik daveti görüşmeleri yapıldı.

Ligin ilk yarısında ki Fenerbahçe-Eskişehirspor maçı sonrası, yapılan hakem hatalarını eleştirememesinin nedeni olarak Kulüpler Birliği başkanlığını neden gösteren Aziz Yıldırım, kulübünün çıkarlarını koruyamadığını öne sürerek başkanlıktan istifa etmiş, ardından kaos ortamını engellemek ve yapılacak yayın hakları ihalesine gölge düşürmemek amacı ile, seçime kadar bu görevi sürdüreceğini ardından bırakacağı açıklamasını yapmıştı. İşte bugünkü toplantının en büyük önemi, görevi üstlenmeyeceğini söyleyen Aziz Yıldırım'ın tekrar seçilip seçilmeyeceği idi. Yapılan toplantı ve seçimin ardından başkanlığa oturan tekrar Aziz Yıldırım oldu.

Aslında biz bu filmi daha önce görmüştük. 2007-2008 sezonun sonunda son maçla Galatasaray'a kaptırılan şampiyonluğun faturasını da yapılan hatalara ve Fenerbahçe üzerinde oynanan oyunlara bağlayan Aziz Yıldırım başkanlığı bıraktığı açıklamış, ardından geçen bir kaç gün sonra tekrar başkanlığa oturan Aziz Yıldırım'ın bu tutumuna alıştı futbol dünyası artık. Sezonun ikinci devresinde de bu tip durumlarla karşılaşırsak hiç şaşırmayacağız sanırım.