ziraat türkiye kupası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ziraat türkiye kupası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Mart 2011 Çarşamba

10 Milyon €'nun Karşılığı


2010-2011 sezonunun en verimli maçı olduğu kanatine de varılabilir aslında Gaziantep maçı için. Özellikle de eşleşmenin ilk ayağında ki maça nazaran "Mekan Oynatıyor" tezini doğrularcasına oynanan rövanş karşılaşması işler yolunda izlenimi versede aslında işler pek de yolunda değil.

2. Hagi döneminde ligde 15 haftayı geride bıraktık. Taraftarında desteğini fazlasıyla alan Hagi, beklentilerin fazlasıyla altında kaldı. Gerek ligde, gerekse de kupada istenilen noktadan 24. hafta itibari ile çok uzakta olan takım 2011-2012 sezonu içinse Avrupa'ya veda etti bile. Ligde şampiyonluğun matematiksel hesaplara kalışı, gerçek hayata dönüldüğünde ise imkansızlığa kalışı ise 2000 ruhunu yaşamış bir teknik adama yakışmayan türden.

Maç genelinde konuşmak gerekirse, sezonun en isteyen oyunu olarak benzetme yapabilir, ancak açılış maçını saymazsak Arena'nın ilk beraberliğinin alındığı maç olarak tarihe geçen bir maçta oynanan oyun özlenen Galatasaray oyunuydu. Hagi'nin Neill ve Cana pozisyon ısrarının ne kadar gereksiz olduğunu cümle alem anlayıp eleştirirken, Hagi'nin bu yoldan dönmeyişinin nedenlerini bir taraftar olarak gerçekten fazlasıyla merak ediyorum. Milli takımda dahi stoper oynayan Neill, Marsilya'da ön libero mevkinde efsane olmuş Cana'nın tam tersi rolleri üstlenmek zorunda kalmaları, özelliklede maç minvalinde ilk kez Neill adına bu kadar göze battı. Maç boyunca ismini dahi çok az duyduğumuz Neill'ın verimsizliğinin temel nedeni oynadığı mevki olduğu Mecidiyeköy'den bile görünen, yürek yakan acı bir gerçekti. Düşünün ki efsanevi solist James Hetfield davul çalmayı bilmesine rağmen, dünyanın en efsane davulcusu Lars Ulrich'in yerine bir konserde davul çalmasına benzer bu değişim. İnsan hayatı boyunca sayılı defa izlenebilecek bir Metallica konserinde karşılaşılan bu manzara, TT Arena'ya ölüm kalım maçı için giden taraftarın karşılaştığı manzara ile aynıdır, acı vericidir!

Devre arasında alınan Culio, Kazım, Zapata, Stancu, Yekta transferlerine harcanan toplamda 10 milyon € karşılığında alınan başarı ise 24. hafta itibari ile ligde 10., kupadan elenmiş bir konumda olmaktır. Geleceğin ise sadece STSL ve ZTK ile sınırlı kalmış olduğuysa acı veren diğer bir unsurken, sosyal medyada trend olan #dayangalatasaray hashtag'i bile artık kar etmiyor.

NOT: Maçtan önce "Galatasaray Gaziantepspor'u eleyerek yarı finale yükselebilir mi?" diye sormuştuk. Anketimize katılan 11 kişiden, 9'u Hayır, 2'si de Evet yanıtını vermişler. Ankete katılanlara teşekkür ederiz.


5 Mayıs 2010 Çarşamba

Kaç yıl geçti aradan ayrı ayrı??

ve kupa Trabzonsporun...

4 Mayıs 2010 Salı

Ziraat happens...




Neredeyse 30 yıl olacak Fenerbahçe Türkiye Kupasını alamayalı... Trabzonspor 2003-2004 sezonunda almıştı kupayı en son... Aslında yine aradan geçen 5 sezon var Trabzon cephesinde de.. Ve ilginçtir ki, bu geçen 5 sezon içinde Trabzonsporun oynadığı final dahi yok.. Oysa ki Fenerbahçe, bu sezonlarda 3 kez final oynamış, ancak kaybetmişti.. 2001 sezonununda da oynadığı finalde Gençlerbirliğine kaptırmıştı kupayı.. Peki nedir bu işin altındaki sebepler? Neden böyle bir başarıyı bir türlü gösteremedi Fenerbahçe? Kötü hazırlık mı, isteksizlik mi? Bunu bilemiyorum ancak, şu bir gerçek ki, final niteliğindeki maçları ruhen oynayamıyor Fenerbahçe.. Ya da şansına, rakipleri başarıya daha aç olarak denk geliyorlar karşılarına.. Öte yandan Trabzon şehri de bu kupayı bekliyor. Ligde aradığını bir türlü bulamadılar ve Şenol Güneş de dahil, herkes yarınki finale kenetlendi.. Yani her şeyini yarınki finale göre endeksledi belki de hem yönetim, hem kadro hem de Trabzonlular.. Sonuç olarak, bu kupaya tüm yüreğini koyabilecek, başarıya daha aç görünen bir takım var yine Fenerbahçenin karşısında.. Evet, Fenerbahçe de istiyor kupayı ve artık istemeliler de ancak akıllarından hafta sonu oynayacakları Ankaragücü maçını nasıl atabilecekler? Ya da yarın yenecekleri ve kupayı elinden alacakları bir Trabzon, son hafta Fenerbahçenin elinden de çok fazla şey alabilir ve bunu bir diğer Anadolu kulübüne verebilir.. Maçın gündüz oynanacak olması da sonucu çok fazla etkileyecektir. Ve tabi Urfa sıcağında.. Son 10 yılda 4 er kez finalle en çok final oynayan iki takım Gençlerbirliği ve Fenerbahçe. Gençlerbirliği bunların birinde kazanabilmiş, o da enteresandır ki, Fenerbahçeyi geçmişler.. Bakalım yarın kim kimi geçecek?

Trabzonspor için sezon kapanışı ya da son bir maç daha intikam amacıyla; Fenerbahçe içinse bunlardan çok daha fazlası.. Aslında genel anlamda bu böyle.. Hayatımız boyunca o kadar çok şey için savaşıyoruz, gecikiyoruz, erteliyoruz ya da tam kararımızı verdik derken, bir de bakıyoruz final maçı gelmiş çatmış.. Demek istediğim bir çok şey aslında planlı, programlı yapılamıyor.. Çünkü hep bir yerlerde gözden kaçanlar oluyor ömrümüzde.. İşte bu yüzden de, çıkıp en azından bu final maçını onurumuzla oynamalıyız diyorum ve kendi zihinsel yansımalarımı daha da uzatmayıp, Fenerbahçe ve Trabzonspor a başarılar diliyorum..

P.S. Kendime başarı dilemiyorum çünkü "everything is something happened.. F.Terim"