ingiltere etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ingiltere etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Kasım 2012 Cumartesi

Futbol ve Rozetler


Öncelikle şunu söylemek istiyorum: Hepsi Benim!

Bloga yazmayalı epey zaman olmuştu.Her ne kadar STSL artık beni açmasa ve maç izlemekten imtina etsem de futbol sevdamdan vazgeçmiş değilim. Keşfedecek o kadar çok şey var ki yıllarca maç izlemesem bir şey kaybetmem.. Geçen sene Beyoğlu Sahaf festivalinde tanıştığım Buyukmezat.com sitesi bir Spor Mezatı düzenlemişti. ( ilgili yazı için; Spor Mezatı ) O zaman Zonguldakspor'un Mineli rozetini kestirmiştim gözüme. Artık bu “mine” ne kadar kıymetli bir şeyse fiyat hayli yüksekti. Bu sefer ki mezatta da Beşiktaş ve Galatasaray’ın mineli rozetleri mevcuttu ki yine bütçemin hayli üzerindeydi.

Zamanında mail grubuna üye olmuş olmanın avantajıyla bu seneki mezattan haberim oldu. Ürünlere baktım. Her ne kadar gözüme kestirdiğim ürünler olsa da gidip gitmemekte oldukça kararsızdım. Lakin işim erken bitince 1 saat gecikmeli olsa da, gözüme kestirmediklerim satılmadan, katılma şansım oldu. Listeyi elime aldığımda istediğim numaranın gelmesini sabırsızlıkla bekledim. O an geldiğince büyük heyecanla elimi kaldırdım, kimse katılmayınca açılış fiyatı üzerinden ilk rozetimi almıştım! GS, Liverpool, Bordeaux ve PSV! Sadece bir rozet olmaktan öte Anfield teki ilk ve tek ziyaretimin anısını da taşıyordu. Hemen ardından gelen Sturm Graz, Rangers,Monaco ve GS ise o 2-2 lik maçı ve Tugay’ın Gs ye karşı oynadığı, Jardel’in ve Hakan Ünsal’ın attığı birbirinden güzel golleri anımsattı.

Kısa bir aradan sonra, 4-5 obje sonra bu sefer Beşiktaş, Liverpool, Marsilya ve Porto rozeti gelince, madem başladık, ŞL rozetini kaçırmayalım dedim. Kimsenin arttırmaya girmemesiyle her şey yolunda gidiyordu. Yine bir ara vermiştim ki, Zidane’ın Materazzi’ye attığı kafanın maçı 2006 Dünya Kupası rozeti karşımdaydı. Yine elimi kaldırdım. Bu sefer rekabet vardı, ama yılmadım, 2. Arttırma karşısında direnç görmeyince o da benim olmuştu! Muzaffer komutan edasıyla hemen ardından gelen 1966 İngiltere- Almanya rozeti İngiliz dostlarıma verilebilecek güzel bir hediyeydi. Rekabet bu sefer daha sertti ama yılmadım. Benim olacaktı kafama koymuştum ve öyle de oldu.

Tam nefeslenmiştim ki, 4 obje sonra, karşımda Türkiye – SSCB dostluk maçı rozeti duruyordu. Orak Çekiç beni büyülemişti bile. En sert rekabeti gördüm. “Benim olacak fıstık” ruh haliyle, gözü dönmüş biçimde arttırdım. Açılışın 2 katı fiyata dayanmıştı ki, “arkadaş yeni, eli alışsın” diyen bir amcanın centilmenliğiyle o da benim olmuştu. Ondan sonraki ürünleri gözüm çok görmedi. Abidin Dino’nun 1966 Dünya Kupası belgesel çekimiyle ilgili kitaba niyetlensem de bütçemi oldukça aşmıştım. Artık mezatın bir an önce bitmesini ve rozetlerime kavuşmayı bekliyordum.. Artık onların hepsi benim..

22 Ekim 2010 Cuma

Taraftarlar Kendi Takımını Yönetmesi Gerekir mi?

Dundee FC takımının son çare olarak kendi taraftarlarınca satın alınma haberleri ile İngiltere futbolunda taraftarlar kendi kulüplerine sahip olabilirler mi?

Kendi kulüplerini satın alan taraftar profili İngiltere'de son 10 yılda trend haline geldi. Ebbsfleet United, AFC Wimbledon, FC United of Manchester ve futbol piramidinde yükselen Lig 1 Execer City kendilerinin en sadık destekçileri tarafından sahiplenildi.

Dizginleri ele alan taraftarlar için arka plan değişir. FC United, ünlü Manchester United'in Glazerleri tarafından devralınmasından doğan tepki ile ünlü oldu, şu anda bir kaç milyon pound değeri olan Ebbsfleet, MyFootballClub web sitesininken, Execer Şehri Taraftar güveni onları 2003 yılınd kia kulüp konferans ligine düşüşten sonra kurtardı.

Exeter'in hikayesi, taraftarlara kendi kulüplerini çalıştırmak için bir plan öneriyor. Kulübü hayatta tutabilmek için verilen savaştan sonra(Manchester United karşısında alınan iki beraberlikle FA Cup'ın yardımı ile) hem saha içi hemde saha dışındaki zekice yönetim ile 2008 yılında tekrar Futbol Lig'ine döndüler ve ilk keresinde Lig 1'e yükselerek pormosyon kazanç elde ettiler. Ama her kulüp Exeter'in başarısını elde edemeyebilir.

2008 yılında MyFootballClub Ebbsfleet'i satın aldığında, 27 bin üye kulübü devralmak için 35£ koyarak, personel, transferler ve kadro seçimi için oy kullandı. Bir yıl içinde üye sayıları önce 9.000'e azaldı, bugünlerde ise 3.500 civarında. Klüp 15.000 ihtiyaç bildirdi.

Bu futbolun tüm romantikliğini taşıyorken, bir çoğu zaman kulübün ilgilendiği en önemli nokta, taraftarın sahipliğinin tecrübe ve nasıl yönetildiğinin bilinmesi gerekliliğidir. Sadece tutku başarı için yeterli değil.

Ancak, sıfırdan kurulan ve geleceğe teşvik için açık olan yeterince kulüp var. Ve bir çok Premier Lig kulübünün aksine onlar şaşırtıcı bir yatırım yapmadan, organik bir kulüp büyüme veya daha az borç batağına batmak için geliştirilen bir model var.

Bir taraftara ait yan ödemesiz Premier Lig görme yolundayken, bir taraftarın futbol müessesini ayakta tutaral e le geçirisini görmek sadece olaya iyimser bakmak olacaktır.

Kaynak: Football Marketing

13 Temmuz 2010 Salı

Altyapının Anlam ve Önemi


Mesut Özil'in Türk Milli Takımı'nı seçmemesini tartışaduralım, İngiltere iğneyi kendisine batırmış bile.

Ne olacak bu İngiltere'nin hali sorusuna cevap yine oradan Manchester semalarından gelmiş: Çözüm Stalybridge'de!

Stalybridge Celtic kulübü Pro21 programı ile Profesyonel futbola girmek isteyen gençlere bir fırsat sunuyor.Altyapılar ya da bize daha yakın adıyla futbol okulları çok da şasılası bir durum değil ancak bu programın diğerlerinden farkı sadece futbolcu yetiştirmemesi. Futbolcu olmak için yeterli olmayanlara spor endüstrisi içerisinde bir yer edinmeyi de sağlayacak kapsamlı bir eğitim sunuluyor. Böylece tüm katılımcıların sahada veya sahadışında ama spor camiası içerisinde yer alması sağlanıyor.

Programın kurucusu Stalybirdge 21 yaşaltı takımının menajeri Alan Keeling daha önce de yöneticisi olduğu akademi takımını Conference ligindeki genç takımı şampiyon yapıp Ulusal lige çıkarmış ve Kupa finaline taşımış.

Brezilya da Pro Lisans aldıktan sonra tekrar kulübüne geri dönen Alan,A takım menajeri Jim Harvey in yardımcılığına getirilmiş ve takımı Morecambe FC ile yaptığı gibi daha da yukarılara taşımak için çalışmalara başlamış.

Alan'ın futbol vizyonu Alman disiplini, İspanyol'ların başarılı pasları,Hollanda'nın teknik kapasitesini ve Uruguay'ın sahaya yayılma yeteneklerini kapsayan küresel bir görüş. Yetiştireceği futbolculara bunu kazandırmayı hedefleyen Alan, İngiltere'nin büyük turnuvalardaki başarısızlığına bu şekilde çözüm üretmeyi hedefliyor.

Programa katılanlara verilen NVQL2(National Vocational Qualification) sertifikası İngiltere'de tanınan ve aldığı eğitimi kanıtlayarak kişilerin bir sonraki adımlarına yardımcı olacak.

Her ne kadar program İngiltere'de olsa da belli ücret karşılığı Türkiye'den de katılmak mümkün. İmkanı olan ve futbol endüstrisinin bir yerinde yer almak isteyenler için kaçırılmayacak bir fırsat. En azından ülkemizde de bu tip programlar olana kadar. Belki de bunu yerinde görüp bir benzerini ülkemize getirmek için.

İlgilenenler bana ulaşabilir ya da aşağıda iletişim adreslerini bulabilir.

iletişim:office@stalybridgeceltic.co.uk or 0777-337-1587

10 Aralık 2009 Perşembe

Kim Bunlar


Geçen seneydi sanırım İngiltere'den birisi bu fotoğraftaki oyuncuları sordu.Raşit Çetiner'i forma numarasından bulmuşlar ama diğerlerini bulamamışlar. Sanırım Linekerle ilgili bir haber yapacaklarmış. Kısa bir araştırmanın ardından şöyle bir şey yapıp yollamıştım. Picasadaki albümlere bakarken gördüm. Paylaşmak istedim.

2 Kasım 2009 Pazartesi

Jem (Cem) Paul Karacan



Cem Paul Karacan Londra doğumlu bir Türk. Daha doğrusu babası Türk annesi İngiliz.Reading altyapısında oynamış. 1989 doğumlu. 2004 yılında henüz 15indeyken Galatasaray'a gelmiş ama o yaşta dilini bile bilmediği bir ülkede oynamaya dayanamamış ve geri dönmüş.Bournemouth ve Milwall'da kiralık olarak da oynamış. Türkiye Ümit Milli Takımı'nın Ermenistan ile oynadığı maçta yedek soyunmuş. Bakalım gençliğinde reddettiği fırsatı tekrar yakalayabilecek mi?

Kamil Tevfik




İngiltere'de başka bir Türk genci daha. Başarı değil ama holiganizm anlamında futbolseverlerin yakından tanıdığı Milwall takımın altyapısında oynuyor. U-17 Milli takımımızda görev alıyor.

30 Ekim 2009 Cuma

Kuzey Londra Derbisi



Bu haftasonu Arsenal-Tottenham maçı var.Bahisler Arsenal'i açık ara favori gösterse de bunun da bir derbi olduğunu unutmayalım. Skysports bu derbiden önce iki takım arasındaki maçlarda atılan en güzel on gölü vermiş:

Adebayor 2007 (Arsenal)
Liam Brady 1978 (Arsenal)
Cesc Fabregas 2007 (Arsenal)
Dennis Bergkamp 1996 (Arsenal)
Thiery Henry 2002 (Arsenal)
David Bentley 2008(Tottenham)
Paul Gascoigne 1991 (Tottenham)
Jermaine Defoe 2004 (Tottenham)
Jermaine Jenas 2008 (Tottenham)
Aaron Lennon 2008 (Tottenham)

Bu noktada sanırım youtube desteği gerek. Orasını size bırakıyorum artık. İlgimi çeken nokta bir takımdan 5 diğer takımdan isim verilerek biraz ortayolculuk yapılmış sanırım. Bunca yıllık rekabette en güzel gollerin çoğunun son 5-6 yılda atılmış olması de enteresan.

Böylece bizde derbi öncesi yapılan haberler ile yurtdışındakileri de karşılaştırma fırsatı da bulmuş olduk.

27 Ekim 2009 Salı

Deniz Mehmet

West Ham United altyapısında bir Türk kaleci. U18 Milli takımımızda yer alıyor. 1992 Londra doğumlu. Türkçesi yokmuş. 7 yaşında Arsenal'de oynama fırsatı bulmuş daha sonra Manchester United'a geçmiş. Manchester'a uyum sağlayamamış olacak ki soluğu yine Londra'da West Ham'da almış. Joe Cole'lar,Lampard'lar, Defoe'ler akla gelince umarız West Ham Deniz'i de baaşrıyla yetiştirip futbol piyasasına kazandırır.

22 Ekim 2009 Perşembe

Call me Motherwell Football Club

20 yaşındaki Frazer Boyle,adını 9 yaşından beri tuttuğu takım olan Motherwell Football Club olarak değiştirmiş. Masraftan da kaçınmamış ehliyet ve pasaportunu da yenilemiş. Tamam futbol Adalılar için bir din gibi ama bazen abartıyorlar. Şimdi rakip takım taraftarlarının her küfüründe kulakların çınlayacak Mr Motherwell Football Club.