24 Mart 2010 Çarşamba

Politik Lig Şampiyonluğu

Her sene, Turkcell Süper Lig'de ki zirve yarışı bir önceki seneye göre katlanarak daha da heyecanlanıyor. Anadolu takımları diye tabir edilen, güzel yurdumun takımları artık işin sırrını çözmüş gibiler. Geçen yıllarda Sivas, sonra Kayseri derken Bursaspor ligin bitimine 8 hafta kala 5 puan farkla zirveye kurulmuş durumda. Önce ki senelerden tecrübemiz, bir şekilde bu takımların bitime yaklaştıkça ayaklarının kaydırıldığı. Bir şekilde, ne yapıp edip İstanbul'un büyükleri şampiyonluğu aralarında paylaşmaya devam ediyor. Bu senenin sonu da bakalım önce ki seneler gibi mi olacak? Yoksa Bursaspor şeytanın bacağını kırabilecek mi?

Bu "Bir şekilde, ne yapıp edip" cümlemi birazcık açayım diye düşündüm. Son dönemlerde, gerek yazılı basında, gerekse de internette ki futbol haberlerinin bir çoğunu, benim tabirim ile "Politika yaparak, masa başında lig şampiyonluğunu kazanmaya" çalışan Fenerbahçe kulübü almış durumda. Önce yazılı medyayı "masa başı haber" yaparak objektiflikten uzakta olmakla suçlayan ardından, Galatasaray maçında yaşanan üzücü olayın ardından verilen cezaya odanlanan, son olarak da TFF'na yönelik eleştirilerle gündeme gelen kulüp, abartı bir tabir ile, "kulüp rekoru" kıracak kadar bildiri ve basın toplantısı düzenledi. Bakalım, benim onların tüm bu atılımlarını sade ve sadece oynanan kötü futbola rağmen kazanılmak istenen lig şampiyonluğu için yaptıklarına inandıklarım, onları kupaya uzatabilecek mi?

Şu durumda aklıma iki durum geliyor. Birincisi, lig şampiyonu olmaları durumu, ikincisi ise olamama durumu. Olamaz iseler sorun yok, "biz demiştik, bize komplo var diye. Önlem alınmadı. Buz gibi şampiyonluğumuz yendi" açıklaması onlara yetecek hatta artacak bile. Asıl benim aklımı kurcalayan, tüm bunlar işe yarar ve 34. hafta sonunda zirvede yer alan isim Fenerbahçe olursa, takım kaptanı Alex'in ellerinde yükselecek kupaya uzaktan bakarlarken, ne kadar içlerine sinecek? Ya "zararın neresinden baksak kardayız, bu sezon iyi işler yapamadık ama kupayla kapadık", ya da "zafere giden yolda, herşey mubahtır" fikirleri şuan aklıma gelenlerden ikisi.

Tabi ben sadece lig şampiyonluğu üzerine konuştum ama birde işin kupa tarafı var. Ezeli rakiplerinin her fırsatta dilinden düşürmediği, kupa sendromları bu sene son bulabilir. Bana kalırsa, ligi boşvermek hak, kupayı kaldırmak ise zorunludur şuan onlar adına.

Peki bu haksızlık değil mi? Canlarını dişlerine takıp da, sahada basmadık çim bırakmayarak zirveye çıkanların hakkı değil mi şampiyoluklar? Gayet tabii. Benim görüşüm, bunun adına bir basın toplantısı düzenledi Mahmut Özgener bugün(dün). Federasyonun resmi sitesinde yazının tamamına yakın bir metni var. O metni okuyunca, zaten beğendiğim başkanı tekrardan takdir ettim. Gerekli kişiler ordan gerekli cevapları acilen ala.

Hazin bir şekilde Fenerbahçe'ye kupada elenen Bursaspor, bence şuana kadar yaptıkları ile gönüllerin şampiyonu olmuştur. Ama yetmiyor!. İhanetse, ihanet ; Başka bir takım taraftarı olmama rağmen, zirvede Bursa'yı görmek ne yalan söyleyeyim tırmalamıyor gözümü. Umarım "Politika yaparak, masa başında lig şampiyonluğunu kazanmaya" çalışanların elleri boş kalır bu sene...

3 yorum:

ali dedi ki...

" Önce ki senelerden tecrübemiz, bir şekilde bu takımların bitime yaklaştıkça ayaklarının kaydırıldığı. "

Açıkçası yukarıdaki cümle ile yaptığın saptamaya katılmak mümkün değil, özellikle de bu federasyon başkanı zamanında..Geçen seneden örnek verirsek Sivas ın hemen tüm maçlarını takip eden biri olarak Bilica ve Slya nın nerdeyse her maç sarı- kırmızı kartlarının es geçildiğine şahit olduk. Sivas şampiyon olmadı ise kendi beceriksizliğinden olamadı.
Bu sene ise en son oynanan Bursa- Denizli maçında Bursaspor yerine Fb- Gs- BJK istediğini koy ve o son dakikalarda ki penaltı pozisyonu için ne manşetler atılır, ne yazılar yazılırdı bir hesap et.

Bu ligde ayrımcılık vardır evet ama bu Bursa lehine pozitif bir ayrımcılıktır. İnsanlar yıllardır sebepsiz bir şekilde anadoludan şampiyon görmek istiyor. Sanki Anadoludan şampiyon çıkınca lig süper bir hal alacak türk futbolu uçacak gibi dayanaksız bir anlayışın nasıl oluştuğunu anlamış değilim.

Ha hakediyorsa olsun tabi Bursa ama bir BJK lı olarak benim için Fb yada Gs nin şampiyon olmasından bir farkı yoktur bu durumun..

Marat dedi ki...

Her şeyin altında bir şey aramayı doğru bulmuyorum. Evet belki haklısın. Belki bazı takımlar kayırıldı,politika bulaştı vs ama bunlardan bahsetmek diğer takım taraftarlarını provoke etmekten başka bir işe yaramıyor. Dolayısıyla mevzu karşılıklı bir atışmaya dönüyor. Ben derim ki hiç bir takım diğerinden daha az şaibeli değildir.

9.15 dedi ki...

Öncelikle çok klişe olacak biliyorum ama ali, teşekkür ederim yorumun için. Her yorumla, yazılarımın okunduğunu hissetmek, heyecanlandırıyor beni ve daha da iyi olmaya tabikide.

Aslında benim kastım, bu tür politik çarpıklıklarla, gerek halkı(taraftarı), gerekse de hakemleri ellerinden geldikçe baskı altına almaya çalışmayı eleştirmekti. Tam açıklayamadım belki yazıda. Yani örneğin, derbide alehde penaltı çalan hakemin vay haline. Medyada bile eski hakemler penaltının doğruluğunu savunsalar dahi, medyada o hakemi topa tutacakları kanımca kaçınılamaz bir gerçek. İşte politik masa başı şampiyonluklardan kastım aslında buydu.

Federasyona gelirsek, ülkemizde ki her kurumda olduğu gibi orda da çarpıklıklar var elbet. Özellikle de rantın had safhada olduğu futbol söz konusu olunca önüne geçilemez bir tablo gibi görünüyor gözümde. Ancak benim jenerasyonum, Haluk Ulusoy'la yetişmiş bir jenerasyon olduğu için, kıyas da Mahmut Özgener, bir üst seviyede gibi geliyor bana.

Son olarak da, anadoludan çıkacak bir lig şampiyonluğu bence neden güzel olur? 3 büyük olarak nitelendirilen bjk,gs,fener takımlarının sürekli dönüşümle şampiyon olduğu bir lig var tarihine bakarsak ligimizin. Arada sadece trabzonspor bir kaç şampiyonluklar edinmiş. Kıyas doğru olmayacak belki ama, la ligaya göz gezdiriyorum. Açık bir barca,real egemenliği ve rekabetine karşın, sevilla, deportivo, valencia, atletico bilboa, atletico madrid lerinde şampiyon olduğunu görmek bana haz veriyor. En anti-futbolun, mücadeleyi anlayabileceği bir tablo oluşturuyor bence bu. tabi devamıda önemli aslında.

Neyse bakalım göreceğiz sezon sonunda ey mi yaman bey mi? Hem sonucu, hemde sonuçdan çıkan devamı..