8 Nisan 2010 Perşembe

Spor Yazarından şok itiraflar


Adı bende saklı bir spor yazarı, Türk spor basınının çöküşünü özetler gibi.

Her başarısız sonucun ardından Teknik Direktör gitsin, takımda gruplaşma var, yönetim yabancı oyuncuları gönderiyor,yerlilere ağır ceza var gibi haberler yapan Türk spor basınında "kazan kaynamaya" başladı. Adını vermek istemeyen bir Spor gazetecisi en büyük sorunun yaratıcılık,zeka,araştırma ve basın etiği eksikliği olduğunu söyledi.İşte çok konuşulacak itiraflar:

‘Sürekli ona buna sallıyoruz, Ne yazdığımız farketmiyor’

Haber yazmak artık kabus haline geldi. Ne yapsak bir türlü Teknik Direktör kovduramıyor, takımın dağılmasını sağlayamıyoruz. Her hafta başka bir oyuncuyu hedefe alıyoruz ama asıl hedef her daim Teknik Direktör. Takım başarısız olunca ellerimizi ovuşturuyoruz.İnsanlar hemen inanıyor ve galeyana geliyor. Taraftarı ikiye bölmek çok kolay oluyor.


‘Erkan Kelli ve Kılcal Havuç’un çocukça hareketleri var’

Bazı yazarlar kafalarına göre takılıyor. Kimisi “önceden iyiydi,sakatlanınca böyle mi oldu” cümleleriyle ilkokul 3 seviyesinde diyaloglar yazıyor,beriki Rijkaard futbolu bilmiyor diyebiliyor. Türk Futbolun seviyesi ortada. Basın’ın yapması gereken ilerici,aydınlatıcı,öncü tavır ortada ancak onların saçmalıkları ortada.

‘Rijkaard’ın gönderilmeyeceği bizzat Adnan Polat tarafından defalarca söylendi’

Adnan Polat her fırsatta Rijkaard ile yola devam edeceğini söyledi. Ama biz yine de Rijkaard ayrılıyor haberleri yapıyoruz. Yetmiyor yerli oyuncular gruplaştı, yabancılar yetersiz diye haberler yapıyoruz. Bir gün söylediğimizi öbür gün inkar etmekten çekinmeyiz. Olur da birileri buna inanırsa ve çok düşük ama yazdıklarımız doğru çıkarsa ilk biz söyledik demekten ve bununla övünmekten çekinmeyiz ama tutmazsa zaten kimse hatırlamaz,sorun yok.

‘Bu işi bildiğimize dair gereksiz bir inanç içindeyiz’

Biz bu işi hep yapıyoruz. Elimizdeki medya araçlarını, yüzbinlere ulaşmak için fütursuzca kullanarak yaptıklarımız bize güven veriyor. Gönderdiğimiz yüzlerce teknik direktör, binlerce futbolcu var. Ama doymadık. Bu da biz bu işten anlarız hissi yaratıyor. Bazen acaba hakkında sallamadığımız oyuncu,teknik direktör kaldı mı,önümüzdeki sezona kadro kurulabilecek mi diye düşünüyoruz.Aslında futbolu falan sevmiyoruz. Çok umurumuzda da değil. Ama futbol endüstriyelleşti ve milyon dolarlar dönüyor. Bu piyasadan rantımızı elde etmek için böyle yapmak zorundayız. Aksi halde aç kalabiliriz. Sansasyon yaratmadan, çarpıtmadan,iftira atıp karalamadan,yalan söylemeden futbol haberi yapılmaz. Bir şey katmanın,araştırmanın, gerçekten analiz yapıp, aklımızı kullanarak gazetecilik yapmanın hiç keyfi yok.

‘Genel yayın yönetmenleri sadece satış rakamı ve reytinglere önem veriyor’

Fenerbahçe Henry’nin yanına kimi alsın; Shevchenko mu Messi mi Eto’o mu gibi transfer haberleri yapabiliriz. Buna biz bile inanmıyoruz ama olsun. Bu tip haberleri menajerlerin gazıyla yapıyouz. Maksat halkı galeyana getirmek, nabız yoklamak. Beklentileri arttırıp yöneticileri zor durumda bırakmak.

‘İnsanlar artık uyanıyor’

Bir süre mizah programı olarak izlenmişiz. Ama artık insanlar ondan da sıkılmış. Şok Şok Kırmızı Kart gören Abuzittin, duşa erkenden girip Herkül’ün şampuanını kullanınca soyunma odasında olay çıktı gibi haberler artık tutmuyor. İnsanlar söylediklerimizi sorguluyor ve hemen inanmıyor. Arşivlerde yüzlercesi bulunan gönderilicekler listesi belli oldu, fatura yabancılara, yerliler gruplaştı, takıma ağır cezalar, florya cadı kazanı geliyor başlıklı haberler insanlarda kusma etkisi yaratıyor. Spor muhabiriyiz, takımlara yakınız,her an takip ediyoruz hikayesi önem taşımıyor, aklını kullanıp kullanamadığın daha önemli hale geldi. Bunlar yerine bilgi veren, yapıcı eleştiriler yapan, tutarlı spor yazarları okunuyor.

İşte böyle sevgili okuyucular, adı bende saklı bir spor yazarı bunları söyledi. Tabi bir kaç yazarın yaptıkları tüm spor basınına mal edilemez diye de ekledi.

2 yorum:

Plaseyi Hanri Gibi Vuruyorum dedi ki...

Müthiş bir uyarlama olmuş. Tebrik ederim.

9.15 dedi ki...

Doğru söze ne hacet...