9 Kasım 2009 Pazartesi

Futbolda, "Finansal Fair Play"
















Bu sabah bir ekonomi gazetesinde bir haber çok ilgimi çekti ve blog okuyucuları için de aslında çok önemli bir haber olduğunu düşünüp sizlere de ulaştırmak istedim. Habere göre ve UEFA Başkanı Michel Platini' nin aldırdığı kararlara göre; bundan böyle hiçbir kulüp gelirlerinin üzerinde bir harcama yapamayacak. Yani ekstradan sponsorlarla ya da alınan yardımlarla sansasyonel transferlere imza atamayacaklar.

UEFA Başkanı olduğu günden beri, kulüplerin aşırı harcamaları ve borçlanmaları konusunda sürekli uyarılarda bulunan Fransız efsanesi Michel Platini, futbolda yeni bir mali düzen kurdu. Buna göre futbol kulüpleri gelirlerinin üzerinde harcama yapamayacak, açık bütçe veremeyecek, başka şahıslardan ya da onların şirketlerinden borç para alamayacak. Bugüne dek almış olanlar da 2012-13 sezonuna kadar geri ödeyecekler. Kulüplere, "gelirlerinin üstündeki harcamaları futbol dışından gelen paralarla fonayamazsın" diyen yeni düzene göre, futbola para akıtan iş adamları, şeyhler, vs. artık bu şekilde davranamayacak. 2012-13 sezonundan itibaren bu düzenlemeleri yapmayan kulüpler de UEFA organizasyonlarında yer alamayacak.

Bu düzenlemelerde müdahale edilmesi hedeflenenen ve en çok etkilenecek olan öyle sanıyorum ki, diğer blog yazarımız Marat' ın çok daha içiçe olduğu İngiliz kulüpleri. Buna göre Abramovichler, Şeyh Mansur Bin Zayitler artık astronomik ödemeler yapıp da sahibi olduğu kulüplere her istediklerini alamayacaklar. Hala, takım alabilmeleri mümkün ancak kendi ceplerinden ödedikleri bonservis ücretleri artık ödenemeyecek. İstedikleri futbolcuyu takımında göremeyecek olduktan sonra yine de takım satın alırlar mı, bunu zamanla göreceğiz. Bunu bir bilgisayar oyunu gibi mi görüyorlardı yoksa ticari bir yatırım mı? Bunca kararın sonucu olarak bir de Türk takımlarının açısından şöyle özetleyelim; kısaca, kulüpler başkanlarına ya da sponsor şirketlere (Ülker, Telsim gibi) borçlanamayacaklar. Eğer bu kurallara uymazlarsa da Uefa dışında kalacaklar. Çok ilginç olaylar bizleri bekliyor gibi.

Sonuç olarak, zengin işadamlarının futbola enjekte ettikleri paralar, UEFA ya göre finansal fair playi bozup, rekabetçi dengeyi küçük kulüplerin aleyhine yönlendiriyordu. Böylece sportif ve finansal uçurumlar da her geçen gün artmaktaydı. Futbola dışarıdan giren paralar, oyuncu ücretleri ve finansal maliyetlerin de tavana vurmasına yol açıyordu. UEFA' nın aldığı kararlar doğrultusunda rekabetçi dengenin sağlanmasında da ilk adım atılıyor gibi görünmekte. Ama tabi ki tek başına yeterli olacak bir durum değil. Zira, zaten yıllık gelirleri çok yüksek olan kulüpler bu finansal üstünlükleriyle hala uçurumu açıyorlar. Örneğin yıllık 300-350 milyon Euro gelir elde eden kulüplerin zaten bu tip dış yardımlara ihtiyaç bile duymadığını biliyoruz. Tabi bu kulüplerden sayıca çok fazla yok ama İspanyanın iki devi için bu uygulama çok da önemli sayılacak bir durum değil. Asıl ters köşeye yatan İngiliz kulüpleri olacak gibi geliyor bana, bakalım uyum sürecini nasıl geçirecekler...

5 yorum:

Marat dedi ki...

Öncelikle kulüplerin bir şirket olduklarını düşünürsek yatırım yapmak için borçlanmalarının engellenmesi büyük bir kaos yaratır bence. Burada işin yatırım boyutunu nasıl ayıracakları önemli.
Türkiye'de başkanlar kendi cebinden para ödeyip kulübü kendilerine borçlandırıyorlar ama İngiltere'de şirket mantığıyla kulüp sahibi sermaye arttırımına gidebilecek mi? Ya da sponsorluk adı altında para aktarıp (nasıl olsa kulüp kendisinin)kardan pay alınmasını nasıl engelleyecekler?
Borsada yer alan kulüplerin hissesine sahip kişiler kulüplere yatırım yapar mı?

şöyle bir haber çıkmıştı milliyette

http://www.milliyet.com.tr/Ekonomi/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&ArticleID=1153351&Date=22.10.2009&b=Futbol%20endustrisinin%20oteki%20yuzu...&KategoriID=11

karışık ve içinden çıkması zor bir mevzu.

Pascal dedi ki...

Evet, gayet karışık. Ancak eğer borçlanmaların önüne geçilebilirse, bonservis ya da sözleşme bedellerinde ciddi anlamda da düşüşler yaşanacaktır. Bana göre de bu futbol adına güzel bir şey olabilir. Peki, İngiltere' de mesela Abramovich ve Mansur'un izlediği politika tam olarak nedir? Yani, gerçekten bildiğimiz gibi havadan enjekte ediyorlar dimi paraları? Kulübün bu paranın kazanılmasında ya da kullanılmasında herhangi bir katkısı oluyor mu yoksa?

Adsız dedi ki...

Bu konudaki bir diğer problemse sponsorluk anlaşmalarıyla elde edilen paraların kulübün geliri olarak kabul edilmemesi. fakat günümüzde kulüplerin gelirlerinin büyük bir kısmı sponsorluk anlaşmalarıyla sağlanmaktadır. yani sponsorluk gelirlerini çıkarınca kulüplerin transfer bütçeleri oldukça kısıtlı kalıcak, fakat büyük kulüplerin zaten gelirleri yüksek olduğu için onlar rahatça transfer yapabilecekken diğer kulüpler daha da zorlanacaklar. ayrıca ülkemizde fenerbahçe ve beşiktaş takımlarının kendi başkanlarına oldukça borçlu oldukları bilinmekte 2012-2013 sezonuna kadar bu borçların kapatılması gerekiyorsa bu durum şu an ki başkanların borç verdikleri paralardan vazgçmeleri karşılığında koltularında daha da uzun süreler kalmasına neden olmaz mı??
yapılmak istenen şey çok mantıklı ve doğru bir hareket fakat sponsorluk anlaşmalarından gelen paraların yok sayılması büyük ve küçük kulüplerin arasındaki uçurumun kapanmasına bir yararı dokunmayacaktır. fakat sponsorluk gelirleri kabul edilirse de kulüplere enjekte edilen paraların önüne geçilemiyecektir. böyle büyük kararlar alınırken kulüplerinde fikirleri alınmalıdır yoksa getirilen yanlış bir sisteme uymaya çalışan kulüpler daha sonra bu sistemin tekrar değiştirilmesiyle veya kaldırılmasıyla oldukça mağdur olcaklardır.

Pascal dedi ki...

Öncelikle, Fenerbahçe ve Beşiktaş başkanları için konuşacak olursak, her ikisinin de izlemiş olduğu politika buydu zaten, ne kadar borçlandırırsam o kadar koltuğa sahip olabilirim mantığıyla verdiler onca parayı, çok sefer de 5 para etmez oyunculara... Ayrıca alınmış olan bu kararlar bence bir adım olacaktır. Elbette ki dengeyi sağlamak olanaksız gibi görünüyor. Ama bir yerden de başlamak lazım. Aslında UEFA kulüplere sponsor geliri elde edemezsiniz demiyor ve zaten benim bildiğim kadarıyla sponsorlar kulübün sezonluk gelirleri içinde gösteriliyor. Benim yazımda anlatmaya çalıştığım ve şu an yapılamayacak olan şey, zamanında Galatasarayın Jardeli Telsime; Beşiktaşın Delgadoyu Ülkere aldırmış olmasıydı. Sponsorlara direkt olarak transfer yapmasını istemek artık kaldırılıyor. Aslında, sponsordan geleccek paralar kulübün diğer giderlerine harcanıp, gelirleri yalnızca transfere yönlendirmek mümkün. Bu tip kararların aslında Türk takımlarına koltuk sevdaları dışında pek etkisi olmayacak gibi. Hedef alınan İngilizler, o apaçık ortada...

Bu arada bu yorumu yapan arkadaşımız "achmed" kullanıcı adıyla blog izleyicilerimizden bir tanesi. Marat, geçenlerde "Cup Winners' Cup" için de aynı şey yaşanmıştı yapılan yorumlarda. O da izleyicilerimizden biriydi ancak yorumları " adsız" olarak görülmekte. Bu konuda, yapılabilecek ne var? Gmail hesabı kullanılması mı gerekli? Marat, burdan bunu açıklayıp, herkesi de aydınlatmış olursun...

Marat dedi ki...

yorum girdiğimiz yerin altında "bir kimlik seçin" uyarısı var.

buradan bir seçim yapılması gerekiyor.

çok emin olmamakla birlikte sadece gmail gerekiyor sanırım..ama adı die bir seçenek var..oradan direk adıyla girebilir.