5 Kasım 2009 Perşembe

Cup Winners' Cup

Dünkü yazımda da bahsettiğim gibi, evet bir zamanlar Kupa Galipleri Kupası vardı. Avrupanın en prestijli ikinci kupasıydı. Her ülkeden de bir takım katılırdı. Şimdiki UEFA hatta Avrupa Liginde ise bazı ülkelerin üçüncüsü, dördüncüsü, bazılarının kupa galibi, bazılarının kupa finalisti, Şampiyonlar Liginde grup üçüncüsü olan kulüpler, vs. Nedir bu ya? Hepsinden karışık ortaya. Oysa ki Kupa Galipleri öyle miydi? Her ülkeden bir takım katıldığından, katılan ekip sayısı da gayet azdı, böylece 2 tur sonunda çeyrek final oynanabilen entersan bir turnuvaydı. Maçları Perşembe akşamı oynanırdı. TRT kanallarından biri yayınlardı hep. 1960-61 sezonuyla star alan turnuva, 1998-99 sezonunda da UEFA Kupası içine hapsedilmiştir. Bu kupayı ilk kez müzesine götüren takım, finalde Glagow Rangers' ı yenerek Fiorentina olurken, son kez kazanan takımsa, finalde Mallorca' yı deviren Lazio olmuştur. Bazı yıllarda alt liglerden kupa kazanıp ya da şampiyonla final oynayıp bu keupaya katılan takımlar da oldu. Çok da ilginç maçlara ve enstatanelere sahne oldu bu maçlar. Tarihine baktığımızda çok ilginç kulüplerin final oynadığını hatta bu kupayı müzelerine bile götürebildiklerini görüyoruz. Bir başka ilginç istatistikse bu kupayı iki sezon üst üste müzesine götürebilen bir ekip yoktur. Dünya Kupası, Şampiyon Kulüpler Kupası, UEFA Kupası üst üste iki kez aynı takımlarca kazanılırken, bu kupada böyle bir şey görülmemiştir. Kanaatimce, Türk takımlarının da bir gün kazanabileceği bir kupa olabilirdi. 1969-70 sezonunda Göztepenin bu kupada çeyrek final oynamış olduğunu ve Roma' ya elendiğini de eklemek isterim. Bu kupanın ilk golünü ( hatta ilk 3 golünü ) Fiorentina adına Milan Luigi atarken, son golü de Pavel Nedved Lazio adına kaydetmiştir. Çok eğlenceli ve çekişmeli maçlara sahne olmuş olan bu turnuva keşke tekrardan oynanmaya başlasa. Ancak, bu gidişle yakında bir tek turnuva bile kalabilir Avrupa' da, toplarlar 200 takımı bir yere, sezon boyu maç yaparlar... Neyse, o günleri göremeyenler de var aslında, şanslı da sayılabiliriz :))

Bir de tarihi boyunca bu kupayı kazanan takımların listesini vereyim: (uefa.com)

4 yorum:

Adsız dedi ki...

peki benim bir sorum olacak yazının bir satırından esinlenerek. cup winner' cup hala devam ediyor olsaydı şu anda ki konum itibariyle hangi türk takımları bu turnuvada başarı kovalayn ekip olmaya daha yakın olabilirdi? avrupada büyük başarılara imza atmış olan galatasaray mı? işleri avrupada yaver gitmeyen fenerbahçe mi? avrupa namı taraftarlarıyla sınırlı kalan beşiktaş mı? yoksa eski görüntüsünden çok uzakta olan trabzonspor mu? yada ligimizde her sene çıkan sürpriz takımlardan(v.manisa-sivasspor yada bursaspor gibi) biri olabilir miydi o takım?
mustafa(blog izleyicisi)

Pascal dedi ki...

Öncelikle teşekkür ederim. Eğer bu sezon itibariyle konuşmamı istiyorsan, benim şahsi fikrim bu tip bir başarıya en yakın takım Fenerbahçe olurdu. Cristoph Daum' un maç içinde yapıyor olduğu -yalnızca- kazanma taktiği bu tip turnuvalarda işe yarayabilirdi. Mesela, geçen hafta oynanan Kayserispor maçında, dakika 80 küsur, şampiyonluğa oynayan bir takımsınız ancak form durumunuz da pek iyi değil ve çok eksiğiniz var. İşte tam bu sırada Kayseri akın akın kalenizi zorluyor ve maçı kazanmak adına yapabileceğiniz çok kısıtlı değişiklikler var ancak Daum gidip oyuna Deniz' i alıyor, işte burda düşüncesi çok açık; puansız dönmeyeceğiz diyor Daum. Herhangi bir teknik adam medya baskısı, taraftar baskısı, güvensizlik gibi şeylerle boğulup oyuna forvet sokup maçı kazanmaya giderken, kalesinde golü görüp kaybederdi. Ama Daum' un yapısı ve mantığı farklı.Tabi bazen bu yapı kaybettiriyor da:) Uzun lafın kısası, toplamda 2 tur geçip, çeyrek ve yarı final maçlarına kalınıyor olan bir turnuvada Daum takımı bir yerlere getirebilirdi. Bu tabi ki sadece benim fikrim. Gelelim Rijkard' a ve Avrupa ruhunu benimsemiş Galatasaray' a. Hücum oyununu gerçekten iyi oynayan Cim Bom, üzerine önde baskı kuran takımlara karşı çok hassas bir hal alabiliyor. Bunun örneğini bir kaç kez gördük. Ancak, bu turnuvaya katılan takımlar zaten kendi liglerindeki bir başka kupa turnuvasını kazanarak geldiklerinden, turnuva şartlarını benimseyerek oynuyorlar. Bu da beraberinde kontrollü bir oyun sistemini getiriyor. Böyle bir sistemle de Galatasarayın karşısına çıkmak bence intihar olurdu. Genel bir görüşle Galatasarayın da başarısı olasıdır. Mesela bu sezon için devam edersek, İngiltere' de kupayı Chelsea finalde Efverton ı yenerek almış, İspanya da Barcelona finalde Bilbaoyu devirmiş, İtalya Kupası nı Sampdoriayı deviren Lazio, Fransa Kupasını Rennes i finalde yenen Guingamp almış(Guingamp alt ligden),Hollanda Kupasını Twente yi finalde deviren Herenveen almış, Almanyada Werder Bremen finalde Leverkusen' i yenmiştir. Türkiye Kupasını da finalde Fenerbahçeyi yenen Beşiktaş kazandı hatırlayacağınız gibi. Neden final maçlarını da yazdım? Bu takımlardan Chelsea, Barcelona ve Beşiktaş Şampiyonlar Liginde mücadele ettiğinden bizim kupamıza finalist diğer takım katılacaktı. O zaman önde gelen ligler için, Everton, Atletic Bilbao, Guingamp, Lazio, Werder Bremen, Herenveen ve Fenerbahçe. Şimdi ben de size soruyorum, böyle bir durumda, bu 7 takım arasında Fenerbahçe nin şansı yok mu???

9.15 dedi ki...

fenerbahçe 09-10 sezonuna çok silik başladı aslında , evet 10 maç üstüste kazandılar bunun neresi silik diyebilirsin ama şu vardı ki oynadığı futbol , dünya futbolundan çok uzakta sadece bireysel birkaç iş yapan adamın sahada birkaç dakikalık varlığı ve hırsı ile bulunan goller ve ardından gelen galibiyet serisiydi bu 10 maç. (ki sayısını tam hatırlamamkla beraber bir çoğunun son dakika golleri ile geldiğinide belirtmek isterim). evet haftalar geçtikçe bu oyun daha da düzenli bir hale ; 90 dk. top yapan, pozisyonlara giren, organize ataklar yapan bir takım görüntüsüne dönmeye başladı(özellikle derbi maçında ve sonrasında). ancak şu var ki bu tür kupalarada küçük takımların başarı kaydetmelerinin nedeni herkesin tahmin edebileceği gibi avrupa arenası oluşu. yani oyuncu mantelitesi değişiyor bu tür maçlara çıkarken. kendini göstererek daha iyi kulüplerde , daha iyi paralara oynamak istiyor topçular ve avrupa maçlarında varını yoğunu ortaya koyuyor. bu uğraş eğer futbol kurallarıyla da birleşirse de sonuçta küçük bütçeli takımların büyük başarısı olarak tarih sayfalarında kalıyor.
sözümün özü benim görüşümdür aslında. o da galatasarayın daha başarılı olabileceği kanısında olduğumdur. çünkü ne beşiktaş , ne de oyun stilini tartıştığımız fenerbahçe avrupa da oynamak nedir bilmiyorlar. galatsaray kulüp ruhu nasılsa bunu başarıyor. hangi oyuncu gelirse gelsin ve hangi teknik adamlarca yönetilirse yönetilsinler bu ruhla sahaya çıkıp gerekeni yapmak için çok uğraşıyorlar. 2000 yılında başardılar da. o takımdan bir A.C Milan teknik direktörü , bir Inter sol kanat oyuncusu ve bir Inter forveti çıktı. ama hiçbiride tutunamadı o ayrı mesele.

Pascal dedi ki...

Ben zaten Galatasaray başarısız olur demedim. Ben yalnızca bu sezon için konuştum ve Fenerbahçenin bu turnuvaya katılabileceğini anlattım. Her neyse, Fenerbahçenin derbiden sonra iyi futbol oynamaya başladığını belirtmişsin zaten yorumunda. Umuyorum ki Avrupa Liginde her iki takımın da başarılı grafik çizdiklerini görürüz. Ve umarım yine Avrupa ekiplerinin farklı mevkilerini bizim oyuncularımız doldurur ve bu kez daha da başarılı kariyerlere imza atarlar.